İlme Ve Eğitime Adanmış Bir Ömür RAMAZAN PAK HOCAMIZ

Muhterem Ramazan Pak Hocamız ile hayatımızın bir hayli kesişen noktası vardır. O da benim gibi 1955 yılında doğmuştur. Aynı yılda farklı İmam Hatip Liselerini ve Yüksek İslam Enstitülerini bitirdik, aynı yılda, 1980 de belki aynı ayda Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesine tayin olduk ve yıllarca birlikte aynı dersleri okuttuk.  Zihniyet dünyamız, olaylara bakış açımız, ilim anlayışımız, siyaset ve dünya görüşümüz, devlet ve medeniyet tasavvurumuz, beğendiğimiz ve etkilendiğimiz insanlar ve eserler, düşmanlarımıza tepkimiz neredeyse aynı diyecek kadar benzer. Bu kadar birlikteliği olan insanlar, elbette birbirlerini çok sever, sayarlar. Yüce Allah hepimizi de kendisi için sevişenler arasında haşretsin ve arşının gölgesinde gölgelendirsin. Amin.

Özel hayatında mutlu bir eş, mutlu bir babadır. Çünkü Allah ona hayırlı bir eş ihsan etmiştir. Onu evladı ve torunları arasında oynayıp gülerken gördüğümüzde biz de mutlu olurduk. Aynı zamanda iyi bir öğretmendi. Sakin ve huzurlu bir hayat yaşamıştır olabildiğince. Ama İslam davasına bir de İmam Hatip davası eklenince hayat yalnız senin olmaktan çıkar ve bir sürü zalimlerin haksız saldırıları işin içine karışır. İsyan yok, şikayet yok, hizmete devam. Bunu bir sünnetullah görünce zahmet rahmete dönüşüyor.

Hocamız aramızda fıkıh derslerine temayülü ile temayüz etmiştir. Dolayısıyla aramızda fıkhi bir mevzu olsa “fakih / fıkıhçı burada” der, sözü ona bırakırdık. Onun kendine göre yorumları bize zevk verir, “fıkıh bilme” veya “fıkıh meselelerini ezberleme” ile “tefakkuh” arasındaki farkı görmekten mutlu olurduk. Bu alanda basılmış iki de eseri vardır.

Ramazan Bey gerçekten de çok sevdiğim bir kardeşimdir. Neden mi çok severim?

Bir kere bilgili bir insandır. Kendi alanında iyi kitap tanır, maddi imkânları dâhilinde önemli eserleri alır ve okur. Aşırılıkları, sıra dışılıkları, sivrilikleri yoktur. Sınırları bellidir. Daima orta yoldadır, itidal üzeredir. Uyumlu bir insandır. Rahat tartışılır. Fikir mücadelesinde sabırlı ve tahammüllüdür. Ama biriktirdiği sabrının bittiği yerde bomba gibi patladığı da olur. Fikirlerinde ısrarcı değildir. “Ben okudum. Sen git bak, bir daha oku, sen bilmiyorsun, öyle değil” gibi muhatabını aşağılayan, inciten sözleri asla demez. Aksine nezaket içinde “ben böyle biliyorum. Ama bir daha bakalım” demesini bilir. Mütevazı, vakarlı ve ciddidir. Bilgisiyle çalım satmaz, bunu bir gurur vesilesi yapmaz. Dava adamıdır. İdeali için çabalar didinir, çile çeker. Hizmetten kaçmaz, karşılık da beklemez.

Ramazan Hocam özellikle fıkıh alanında yoğunlaşmıştır demiştik. Bilgisini öğrenciler yanında halkla da paylaşır. Ramazan ayında camilerde vaaz ederek ve bazı radyolarda sohbet ederek, değişik vakıflarda seminerler vererek halk eğitimine katkı sunar.

Ramazan beyi Allah için çok seviyorum ve O’nun da beni sevdiğini biliyorum. Kim bilir, belki de bu Allah (azze ve celle) için olan sevgiden ötürü hadiste bildirilen “mahşerde arş gölgesi”ne konuk edilir, cennette de “nurlu minberlere” karşılıklı oturtuluruz. Bizi hüsnü zannımıza bağışla da öyle eyle Allah’ım!

O gün 10.02.2022 pazartesi günüydü. İsmail Telbisoğlu Hocamızın cenazesinden geliyordum. Üzüntülü yüreğime bir hançer saplandı. Taziyeden sonra eve giderek oğlu sevgili Harun’u aradım. O da açıkyüreklilikle anlattı sağolsun. “Ziyaret edebilir miyiz?” deyince, “Aslında yasak, ama ben size yardımcı olurum” dedi. İkindi sonrası oğlum Abdurrahman ve kardeşim İsmail ile gittik. Zayıflamıştı. Sarılığın etkisi üstündeydi. Mecerayı kısaca anlattı. “Takdiri ilahiye razıyız” dedi. Biz de beylik laflarla teselli ettik. Birbirimize dua ederek ayrıldık.

Her gün Harun’a telefonla vaziyeti soruyordum. O da her gün daha kötü haber veriyordu. Ama maşallah metanetine hayran kalmıştım. Babasının gidici olduğunu biliyor, ama sağlam duruyordu. Akşamları onu düşündükçe uykum kaçıyordu. 12.01.2022 gecesi duygularım bana şu şiiri yazdırdı:

Bir ateş düştü canıma
Kuşlar ürktü feryadıma
Ey tabipler nerdesiniz
Bir hâl olmuş gardaşıma…

18 Ocak 2022 Salı. Gece yine uykum kaçtı. Evladı Harun ile akşamüzeri yaptığım konuşma sonucu gözüme uyku girmiyordu. Sitelerimle oyalanırken gece Facebook hikâyeme bir fotoğraf düştü. Bir sayfada sadece iki fotoğraf. Harun ve hocam. Açıklama yok. Şifre gibiydi. Anladım ve ben de “artık yayınlayabilirim” diye daha önce yazıp ailesini üzmeyeyim diye yayınlamadığım bu şiirimi Facebook sayfama koydum. Sabah olunca vefat haberini ilan edilmiş buldum. Ben de Fecebook sayfama bir resimle şu ilanı koydum:

"İnna lillah…

İmam Hatibimizin üstatlarından, Maraşımızın fakihi, binlerce talebenin hocası, artık az yetişen bir dava adamı, ahlak ve edep timsali, mütevazı ve mahviyyetkar candan dost, aziz yoldaş, güzel insan Muhterem Ramazan Pak Hocamız Hakka yürümüştür. Şimdi az sonra kardeşimizi Rabbimizin yüce dostluğuna uğurlayacağız." 18 Ocak 2022 Salı.

Ruhun şâd olsun aziz kardeşim. Rabbim sıramız gelince bize de iman ile göçmek ve dostlar eliyle bir Müslüman mezarlığına gömülmek nasip eylesin.