Haya duygusuna, kötülükleri engellediği için, “haya
perdesi” de denir ve bu huy insanı günah işlemekten alıkor. Akıllı insanlar,
utanmamak ve mahcup olmamak için ayıp ve günah olanı işlemezler. Böylece haya,
sevgili Peygamberimiz(sav.)in dediği gibi “baştan sona hayırdır.”(Buhari, Edeb,
76.) Yine “Utanmazsan dilediğini yap” hadisi de aynı gerçeği bir başka açıdan
yansıtır.(Buhari, Edeb, 78.)
Resulullah(sav) Efendimizi anlatanlar, O’nun “bakire
kızlardan daha utangaç” olduğunu söylerler.O, hakiki hayayı tanımlar ve hayayı
tavsiye ederdi: ”İbnu Mesud (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav):
"Allahtan hakkııyla hayâ edin!" buyurdular. Biz: "Ey Allahın
Resûlü, elhamdülillah, biz Allahtan hayâ ediyoruz" dedik. Ancak O, şu
açıklamayı yaptı.: "Söylemek istediğim bu sizin anladığınız haya değil.
Allahtan hakkıyla haya etmek, başı ve onun taşıdıklarını, karnı ve onun ihtivâ
ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim
ahireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, âhireti bu hayata tercih
etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allahtan hakkıyla haya etmiş
olur. "(Tirmizî, Kıyâmet 25, (2460).)
"Her bir dinin kendine has bir ahlâkı vardır.
İslâmın ahlâkı hayadır."(Muvatta, Hüsnü1-Hulk 9, (2, 905); İbnu Mâce,
Zühd 17, (4181, 4182).)
"Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiğn şeyi güzelleştirir."(Tirmizî, Bir 47, (1975);İbnu Mâce, Zühd 17, (4185).)
"Haya
imandandır. İman sahibi ise cennettedir. Hayasızlık (ve bundan kaynaklanan
kabalıklar, çirkin ve kırıcı sözler) eziyet ve cefadan bir parçadır. Eziyet ve
cefa eden de cehennemdedir."