Ahirete İman

Ahiret, ölümden sonra başlayan ve mahşerde toplanıp hesap vermek için tekrar dirilişin ardından sonsuza dek devam edecek olan hayattır. 

İnsan ölünce veya sûr’a üfürülüp kıyamet kopunca mezarda, bir bekleme, bir ara dönem olarak, “berzah hayatı” yaşar. Dünyadaki ameline göre kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur. “Münker” ve “Nekir” adlı meleklerin sorularına güzel cevap verenler, mutlu bir hayata başlamışlardır. Cevapsız kalanlar ise, “kabir azabı” çekeceklerdir. Kabir azabını inkar etmek bid'attır. Bid'at sünneti reddetmek olduğu için dalalettir, sapıklıktır. Sahibini bazen kafir etmese de cehennemi hak edici kılar. Affı Allah'a kalmıştır.

İsrafil(as) in sur’a ilk üflemesiyle Kıyamet kopacak, yani kainatın düzeni parçalanacak, Allah'ın diledikleri hariç her canlı ölecektir. Bunun zamanını Allah'tan başka kimse bilemez. Ancak küçük ve büyük alametleri vardır.

Kıyametin Küçük alametleri

İnsanların kendi iradeleriyle işledikleri kötülüklerden ibarettir. Bazılarını sayalım; İlmin azalıp cehaletin çoğalması,; içki, kumar, zina,faiz, ana babaya isyan….gibi büyük günahların hayasızca açıktan işlenmesi, katilliğin ve terörün çoğalması…

Kıyametin Büyük alametleri ise şunlardır:

1. Bütün dünyayı kırk gün saran bir dumanın çıkması.

2. Deccal adı verilen bir şahsın, elinde istidraç kabilinden bazı harikalarla çıkarak, ilahlık iddiası ile inananları inkara düşürmek istemesi.

3. Dabbet’ül Arz’ın çıkışı: Bu, yerden çıkacak ve insanlarla konuşacak olan garip bir yaratıktır.Yanında bulundurduğu mühür ve âsa ile, yanına gelen mü’min ve kafirleri tanıtacaktır.

4. Güneşin geçici bir sürede batıdan doğuşu.

5. Hz. İsa (as) semadan inerek Mehdi ile buluşup, bir müddet Kur’an’dan alarak Resulullah(sav) Efendimiz in şeriatı ile amel edip Müslümanları Deccal’ın ve Yecüc Mecüc’ün fitnesinden kurtarması. 

6.  Ye’cüc ve Me’cüc adında iki kabilenin çıkıp yeryüzüne yayılarak ortalığı fitne ve  fesada vermeleri.

7. Doğuda, batıda ve Arap Yarımadasında birer yer çöküntüsünün meydana gelmesi.

8. Hicaz tarafından bir ateşin zuhuru.

Kur'an ve Peygamberimizin bildirdiği bu geleceğe dair ayet ve hadisler "müteşabihat" cinsindendir. Bunların hakikati kasdedildiği gibi mecazî olmaları da mümkündür. Kur’an ve hadislerde haber verilen ve Allah tarafından yaratılması çok kolay olan bu olayların mahiyet ve keyfiyetini tam olarak ancak Allah bilir. Bu alametlerden sonra kıyametin kopuşu an meselesidir.

Sûr’a iki kere üfürülecektir. Birincisinde her canlı ölür. İkincisinde ise ölenlerin hepsi yeniden diriltilip kaldırılır. Aradaki zaman kesin olmamakla beraber kırk yıldır.

Kısaca Ahiret Hayatı

İnsanlar dirilişten sonra mahşere sevk olunacaklardır. Mahşerde insanların halleri, dünyadaki iyi veya kötü hallerine göre değişir. Kimileri arş-ı ala gölgesinde sevinçle yaşarken, kimilerinin de güneş tavan gibi tepelerinde olur. Yedi kat yerleri  ıslattıktan sonra ter, kimisinin dizinde, göbeğinde, kimisinin de  çenesinde olur. Oranın bir günü, buranın bin yılıdır. Artık ne kadar ayakta dikilp kalırlarsa!

Sonra amel defterleri dağıtılır. İyiler sağından ve önünden, kötüler solundan ve arkadan alırlar ve hesaba çekilirler. Zerreleri tartan teraziler vardır. Ömrün iğneden ipliğe her işinden, her andan ve ahvalinden sorguya çekilirler. Müslümanlardan mizanda sevabı ağır gelenler kurtulurlar. Hafif gelenler ise yandı demektir. Zaten hesaba çekiliş başlı başına bir azaptır. Allah dilerse kötülüklerine karşılık onları cezalandırır. Dilerse af eder. 

Şefaat haktır. Allah izin vermesi ile Peygamberler, Kur’an, hafızlar, alimler, şehitler, melekler, hacer-i esved gibi şefaat yetkisi verilenler şefaat ederler. Allah kabul ederse, yine kurtulabilirler. Değilse, sırattan geçerken Cehennem’e atılırlar. 

Kafirleri hesaba çekmeye gerek var mı? Onların durumları zaten bellidir. Zümreler halinde sürülüp cehenneme götürülecek ve çılgınca yanan ateşin içine bir daha çıkmamak üzere atılacaklardır.

Sırat, mahiyetini ancak Allah Teala'nın bildiği ince ve keskin bir  köprüdür ki Cehennem’in üzerinde kurulacaktır. Cennet’e geçiş oradan olacaktır. Mü’minlerden Cennetlik olanlar şimşek gibi, rüzgar gibi, artık amelince değişik hızla veya yavaş ve korku ile geçerler. Bağışlanmayan asiler, günahkarlar ise aşağıya dökülürler.

Cehennem, kafir ve asilerin kendi yaptıkları inkar, zulüm  ve günahlarına karşılık cezalandırıldıkları yerdir. Başta ateş olmak üzere, azabı çok çeşitli ve çok çetindir. Allah’a sığınırız. Cennet ise, her türlü nimetler ve güzelliklerle donatılmış, üstelik Rabbımızın da görüleceği yerdir.

Cennetlikler ve Cehennemlikler yerlerini aldıktan sonra ölüm bir koç şeklinde boğazlanacaktır. Artık hayat ölümsüzdür.

Cennet ve Cehennem Kur’an ve Sünnet’te çok geniş olarak anlatılmıştır. O bilgileri okumak, teşvik ve korkutma bakımından insan terbiyesine fevkalade etki etmektedir. Bu bilgiler, fert ve cemiyet üzerinde birer “müeyyide”, yani “yaptırıcı güç” olarak çok çok önemlidir. 

Hiç şüphesiz ahirete ve dirilişe inanmanın insan ve toplum hayatında bir çok olumlu yönleri vardır. Akıl da bunu kabul eder. Allah’a ve ahirete inanan insanların toplumda suç işleme oranları düşüktür. Hatta tam inanan insanların toplumunda polis ve mahkemeye nerede ise gerek kalmayacaktır.