Allah'a İman

İman esaslarının başı, Allah’a imandır. Akıllı ve ergin her mükellefe, yani din açısından sorumlu kişiye Allah’a iman etmek öncelikli bir farzdır.

Allah’a iman, fıtrîdir, yaratılışımızda vardır. İnsan aklı, Peygamberlerin getirdiği din olmasa bile, Allah’ı bilecek idrak ve kapasitede yaratılmıştır. Bunun için, din kendilerine ulaşmamış insanlar, dinin diğer esaslarından olmasa da, bir Allah’ın varlığına imandan sorumludurlar.

Mutluluğun kaynağı, hiç şüphesiz imandır, İslam’dır. Yüce Allah’ı, Kur’an ve sünnetin anlattığı isim, sıfat ve fiillerle tanır ve severiz. Bu iman ve sevgi ile O’na seve seve ibadet eder, içtenlikle emirlerine uyarız. Bu da bizim beden ve ruh açısından sağlık ve mutluluk sebebimizdir. 

Nasıl olacağını tam olarak bilemeyiz ama Kur’an ve sünnette söylendiği için, ahirette, Cennet’e giren inananlarının O’nu göreceğine de inanırız.

Allah’ın İsimleri

“Allah” lafzı, O Yüce yaratıcının özel adıdır. Tekrarı bile ibadet olan bu isim, O’ndan başkasına verilemez, tercüme de edilemez. Başka bir isim onun yerini asla tutamaz. 

Bundan başka, O’nun “esma-i hüsna” dediğimiz daha bir çok isimleri vardır. Bunları, Kur’an ve sünnetten öğreniyoruz. İyi niyetli olsalar bile bir çok yanlış veya eksik ifadelere sebep olacağı ve sonu gelmez tartışma ve kavgalara kaynaklık edeceği endişesi ile, insanların kendi kafalarından O’na isimler vermesini, alimlerimiz hoş görmemişlerdir. Bu konuda Sevgili Peygamberimizin şu hadisleri pek meşhurdur: 

“Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa, Cennet’e girer.”

(Tirmizi, Da’avat,83, no:3507.)

Ancak yanlış anlaşılmasın, hadisin ifadesi  “hepsi bu kadardır” anlamında değildir. Nitekim Kur’an okuyanlar, daha fazla isim ve sıfatı orada göreceklerdir.

Bu isimlerden birisi, “ism-i a’zam”dır. Özelliği, onunla dua edene mutlaka cevap verilir olmasıdır. Kesin olarak tesbit edilemeyen bu isim için, bazı işaretlere dayanarak “şu üçten biridir” diyenler vardır: 1. Allah. 2. el-Hayyu’l Kayyum. 3. Zü’l Celali ve’l İkram. Dualara bunlarla başlamak tavsiye edilir.

Allah’ın Sıfatları

Allah için, bulunmaması düşünülemeyen bazı  “vacip”, yani olmazsa olmaz sıfatlar vardır. Bunların zıddı ise, bulunması mümkün olmayan “mümteni” sıfatlardır. Çünkü bunlar, Allah hakkında asla caiz olmayan eksiklik, noksanlık ve kusur ifade eden sıfatlardır. Kısacası Allah, kemal sıfatlarla nitelendirilmiş, noksan sıfatlardan da uzak tutulmuştur.

Vacip sıfatlar ikiye ayrılır:

A. Zatî Sıfatlar: Doğrudan doğruya zatı ile ilgili olup asla bir başkasına verilemeyecek olan bu sıfatlar, altı tanedir: 

1. Vücud: Allah vardır, yokluğu düşünülemez.

2. Kıdem: Allah ezelidir, başlangıcı yoktur, sonradan meydana gelmiş değildir.

3. Beka: Sonu yoktur, faniliği düşünülemez.

4. Muhâlefetün Li’l Havadis: Sonradan olan şeylere benzemez. Hiç bir varlık O’na benzemediği gibi, O’na denk, eş ve ortak da olamaz.

5. Vahdaniyyet: Bir ve tek olmasıdır. O’nun asla birden fazla oluşu, yani eşi, benzeri, dengi ve ortağı olması düşünülemez.

6. Kıyam-ı bi-nefsihi: Varlığı kendindendir. Var olması ve varlığının devam etmesi için asla bir başkasına ihtiyacı yoktur.

B. Subutî  Sıfatlar: Varlığı zorunlu olan ve kemal ifade eden bu sıfatlar, O’nun yarattıkları ile ilgili olan sıfatlarıdır ve asla tam anlamı ile bir başkası için kullanılamaz. Sekiz tanedir:

1. Hayat: Diri ve canlı demektir.Ölü olmak O’nun hakkında düşünülemez.

2. İlim: Her şeyi bilir. Bilememek, O’nun için düşünülemez.

3. Semi: İşitmek demektir. Sağırlık, O’nun için mümtenidir. 

4. Basar: Her şeyi görmesidir. Hiçbir şey O’nun görmesinden gizli kalamaz.   

5. İrade: Dilemek demektir.Her şeyi külli iradesiyle yapar.Kimse O’na baskı ve zorlama ile bir şey yaptıramaz.Dilediği olur, dilemediği olmaz.

6. Kudret: Her şeye gücü yeter. Acizlik O’nun hakkında düşünülemez.

7. Kelam: Konuşmaktır. Dilsizlik O’nun için düşünülemez.

8. Tekvin: Yaratmak, yoktan var etmek demektir. Aksi Onun için mümtenidir.

Bütün bu sıfatları icra ederken O, yarattıkları gibi alete, organa, zamana, mekana, enerjiye vs. muhtaç değildir. Diyelim konuşma sıfatı için O, ne sese, ne harfe, ne organa, ne zamana, ne de başka bir şeye muhtaç değildir. İnsanda da benzeri sıfatlar vardır denilebilir, ama insaflı olalım; O’na göre ne kadar eksik, kusurlu, noksan, kısmi, arızî ve azdır, öyle değil mi?.

Allah’ın Fiilleri

Allah’ın zatına özel olup, O’ndan başkasının asla yapamayacağı işler vardır. Bazıları şunlardır: Yaratmak, yoktan var etmek. Peygamberler göndermek. Kitap indirmek, kanun koymak. Hidayete erdirmek veya dalalette bırakmak. Öldükten sonra diriltmek ve hesaba çekmek. Nimet veya azap vermek.

Bu akaid bilgilerinden sonra, manen yaklaşmak ve sevgisini kazanmak en büyük amacımız olan Allah Teala'yı tanıma, sevme ve sayma hakkında başarı hiç şüphesiz bilgi edinme ve onu ihlas ve samimiyetle yaşamadan geçer. Özellikle manasını anlayarak Kur'an okuma, Allah Teala'yı çok çok zikie etme, Peygamber Efendimizi tanıma ve sünnetini yaşama, ahlakını güzelleştirmeye çabalama çok çok önemlidir. Bizim bu sitemizdeki bilgiler bu maksat için kafi sayılabilir. elbette ilmin sonu yoktur.  Biz burada yazılanlardan çok daha fazla bilgi edinmeye gayret etmeliyiz. Allah dileyen herkesi muvaffak eylesin. Amin.