Gasp

Bir malı, sahibinin izni olmaksızın, zorla ve zulüm yoluyla elinden almaya “gasp” denir.  Gasp edene "gâsıp", gasbedilen mala "mağsûb", malı elinden alınana "mağsubun minh" denir.  Bir malı hile veya hırsızlık yoluyla almak, gasptan başka bir şeydir.  Mal, mâlikten alınmış olabileceği gibi, kiracı, rehin veya emanet (vedîa) alandan da gasbedilmiş olabilir.  

 

İslâm'da başkasının malını gasbetmek kitap, sünnet ve icmâ' ile yasaklanmıştır.  Bir kimse, benzeri bulunan bir şeyi gasbedip, elinde helak olursa benzeri ile tazmin ettirilir.  Eğer benzeri olmayan bir şey ise, kıymetini vermekle mükellef kılınır.  Gasbedene, gasp ettiği şeyin aynısının geri vermesi lâzım gelir.  Eğer helak olduğunu iddia ederse, hâkim onu, hakikati bilinceye kadar hapseder.  Bilâhare bedelini vermekle hükmeder.  

 

Ebû Hanife ve Ebû Yusuf'a göre gasp ancak menkul şeylerde olabilir.  İmam Muhammed, Züfer ve diğer üç mezhep imamına göre, gasp hükümleri gayr-i menkulleri de kapsamına alır.  Çünkü haksız olarak yararlanma menkullerde olduğu gibi gayr-i menkullerde de olabilir.  Bunun delili şu hadistir:

 

"Kim bir karış toprağı zulüm yoluyla gasbederse, Allah onun boynuna yedi kat toprağı tasma gibi takar. "(Buhârî, Bed'u'l-Halk, 2; Müslim Musâkat, 137-139; Tirmizî, Diyet, 21.) 

 

Gerek kendisinin fiiliyle, gerekse başkasının fiiliyle olsun,  gâsıbın elinde helak olan malın cezasını vermek gasıba düşer.  Gasbolunan nesne, elinde noksanlaşırsa, yine o noksanlık kadar ceza vermelidir. 

 

Başkasının koyununu kesenin hakkında, koyun sahibi muhayyerdir; dilerse onu kıymetiyle cezalandırır ve koyunun gövdesini kendisine teslim eder, isterse hâsıl olan eksikliğin bedelini alır. 

 

Başkasının elbisesini az yırtarsa, noksanlığına zâmin olur.  Eğer bütün değerini iptal edecek büyük bir şekilde yırtarsa, elbise sahibi, ona elbisenin bütün kıymetini ödetebilir. 

 

Gasibin fiiliyle, ismi ve büyük değerleri silinecek derecede gasbolunan malının kendisi bozulduğunda, eski sahibinin mülkiyetinden çıkar, gasıbın mülkü olur ve gasıp onu öder.  Bedelini vermedikçe, ondan menfaatlenmesi de helâl olamaz.  Su¬nun misali: Bir koyunu gasbedip keserek kebap yapması ve pişirmesi, buğdayı gasb edip öğütmesi, yahut da demiri gasbedip kılıç yapması veya bakırı gasbedip kap yapması gibi. 

 

Gasbolunan malın yavrusu ve ziyadesi bostanın meyveleri gasbedenin elinde emanettir.  Eğer kusuru olmaksızın veya sahibinin isteğine rağmen vermemeye kalkışmaksızın gasıbın elinde helâk otursa, ödemez.  Eğer kusuru var da helak olursa, öder.  Gasıp, gasbolunan malı kullanarak eksiltmezse, kıymetinden sorumlu değildir.  

 

Müslüman, gayr-i müslim zımminin şarabını veya domuzunu helak ederse, kıymetlerini vermelidir.  Eğer müslüman, müslümanın şarap ve domuzunu yok ederse, zâmin olamaz.  Çünkü şer’an “mal” sayılmaz.