Adak

Tanımı

İslâmî ıstılahta "nezir", Türkçemizde "adak" demektir.  Adak, bir şarta binaen Allah için, ibâdet cinsinden bâzı şeyleri adamaktır.  Yani üstüne düşmediği halde o ibadeti kendine vâcib kılmaktır, yapmaya Allah için söz vermektir.  Mesela, “hastam iyileşirse, Allah rızası için fakire on lira vereceğim” derse, nezri, yani adağı sahih olur.  

Adak yapan kişi akıllı ve buluğ çağına girmiş olmalı ve kendi arzu ve iradesiyle nezir etmelidir.  Bu adağın gereğinin yerine getirilmesi vaciptir.  Yoksa günahkar olur.  Zira yaptığı nezirle, Allah ile bir nevi sözleşme yapmış olmaktadır.  Şu halde nezrini îfa etmesi, yani, adak olarak nefsine vâcib kıldığı şeyi yerine getirmesi onun için bir borçtur.  

Kur'ân-ı Kerîm'de, mü'minler adaklarını yerine getirmeye dâvet edilmektedirler. ( Hac 29. )

Hadîs-i şerîf'te ise şöyle buyurulmaktadır:

"Kim tâat olan bir şey'i nezrederse, onu yapsın.  Günah olan bir şey'i nezrederse yapmasın." 

Şartları

Bir adağın sahih olabilmesi için şartlar vardır: 

1 - Adanılan şey'in cinsinden bir farz veya vâcib bulunmalıdır.  Namaz, oruç, sadaka gibi.  

Buna göre “hastayı ziyaret etmek, Kur'an okumak; mescid, kabir veya türbe ziyareti yapmak” gibi şeyleri adamakla nezir sahih olmaz.  Çünkü bunların hiçbiri ne farz, ne de vâcib olan ibâdetlerdir.  

2 - Adanılan şey'in cinsinden bulunan farz veya vâcib, bizzat maksûd olmalıdır.  Başka bir farz veya vâcibe vesile olmamalıdır.  Buna binaen, abdest almaya nezredilmez.  Çünkü abdest bizzat maksûd değil, belki bâzı ibâdetlerin îfası için bir vesiledir.  

3 - Adanılan şey, zaten yapılması farz veya vâcib olan bir şey olmamalıdır.  Meselâ: "Yarınki sabah namazını kılmaya nezrettim" gibisinden bir adak sahih olmaz.  Zira sabah namazının kılınması zaten farzdır.  

4 - Nezredilen şey, mübah olmalı, günah bir iş olmamalıdır.  Buna binaen, intihar nev'inden bir nezir, meselâ: “oğlumu Hakk'a kurban edeyim" şeklinde bir adak sahih değildir.  

5 - Adanılan şey, adayanın mülkünden fazla veya başkasına ait olmamalıdır.  

Meselâ: 1000 lirası olan bir kişi 10. 000 lira tasadduk etmeyi nezr edemez.  Kendisine ancak en fazla 1000 lira tasadduk etmek vâcibdir.  Veya başkasının malını fakirlere dağıtmayı nezreden kimsenin de, bu nezri sahih değildir.  

Adak, durup dururken sorumluluk altına girmektir.  Gerçi sonuçta sevap kazanılır, ama yerine getirilmezse de vebali olur.  Üstelik iş adağa bakmaz, kaderde yazılan gibi olur.  Bu yüzden borçlanmak hoş karşılanmamıştır.  Buna rağmen adak, sırf Allah için yapılmalıdır.  Nitekim Resulullah (sav) demiştir ki:

"Nezir, olacak bir şeyi ne öne alır ne de geriye bıraktırır.  Ancak onanla cimriden mal çıkarılmış olur."

(Kütübü Sitte, Hadis No: 5727)

Adak ile amel etmemenin keffareti yemin keffareti gibidir.  Bu da ya on fakiri on gün doyurmak, ya da giydirmektir.  Buna gücü yetmezse üç gün üst üste oruç tutmaktır. 

Ama Allah’ın ismini zikretmeden yalnızca, “nezir ettim” der veya Allah’ın evliyalarının birisinin ismini zikrederse, nezri sahih değildir.  

Bir önemli huşu da şudur: Nezir kurban ise adak sâhiplerinin kendileri yiyemeyecekleri gibi; hanımları, usul ve füru'ları, yani, ana-baba, çoluk-çocuk gibi aile efradları da yiyemezler.  Şayet yerlerse yenilen miktarın kıymeti, sadaka olarak fakirlere dağıtılmalıdır.