Riya

Riya, sözlükte gösteriş, ikiyüzlülük demektir.  Dinde ise riya ihlasın zıddı olup, iyi ve hayırlı bir işi Allah (cc.) rızası için değil de, insanların görmesi ve bilmesi için yapmak veya onlara kendisini, olmayan faziletlerle tanıtmaktır.  Amaç, insanlar tarafından beğenilmek, övülmek, maddi manevi dünyalık elde etmektir.                                                                                                                 

İhlas bahsinde genişçe görüldüğü gibi, Allah (cc.) niyet, söz ve işlerin sadece kendisi için, rızasını kazanma amacıyla yapılmasını emreder:

“Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı.  Dosdoğru olan din de budur.”(Beyine, 5. )  

O, riyakarları sevmediği gibi, kirli kalplerle yapılmış kirli amelleri de kabul etmez: 

“Mallarını insanlara gösteriş için sarfedip, Allah'a ve ahiret gününe inanmayanları da Allah sevmez.  Şeytanın arkadaş olduğu kimsenin ne fena arkadaşı vardır!”(Nisa, 38. )

“Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.  Onlar gösteriş yaparlar.”(Maun, 4-6. )

Çünkü riya, ameli iptal eder: 

”Ey İnananlar! Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını sarfeden kimse gibi, sadakalarınızı başa kakma ve eza etmekle boşa çıkarmayın.  Onun durumu, üzerinde toprak bulunan kayanın durumu gibidir, üzerine bol yağmur yağdığında onu cascavlak bırakır.  Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.  Allah inkar eden kimseleri doğru yola eriştirmez.”(Bakara, 264. )

Sevgili Peygamberimiz’in (sav.)hadislerine baktığımızda görürüz ki riya, Allah’ın (cc.) asla razı olmadığı gizli bir şirk, yani Allah(cc.)' a ortak koşmaktır.  Sonuçta insanı şirke ve nifaka düşürmesinden korkulur. Riya, çirkin bir istismardır, ikiyüzlülüktür, müslümanın şahsiyetiyle asla bağdaşmaz.

Cihad, en faziletli ve sevabı en çok ibadetlerden biridir.  Tabi ki Allah (cc.) için yapılırsa. 

Ya riya veya başka bir sebeple yapılırsa? 

Bunu sormuşlar sevgili Peygamberimiz(sav. )e:

Ebu Musa (ra) anlatıyor:

"Hz.  Peygamber (sav)'e, şecaat olsun diye veya hamiyyet (kavmini, ailesini, dostunu korumak) için veya gösteriş için savaşan kimseler hakkında sorularak bunlardan hangisi "Allah yolunda"dır? dendi.  Resûlullah: "Kim, Allah'ın kelamı yücelsin diye mukâtele ederse, o Allah yolundadır" diye cevap verdi. "(Buharî, Cihad 15, Hums 10, İlm 35, Tevhid 28; Müslim, İmâret 149,(1904); Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 16, (1646); Ebu Dâvud, Cihâd 26, (2517); Nesâî, Cihâd 21; İbnu Mace, Cihâd 13, (2783). )

İlim öğrenmak ne kadar teşvik edilen bir konudur.  Ama ihlas olmaz da işe riya karışırsa? İşte cevabı: “Cühelâ takımıyla münakaşa veya ülemâya karşı böbürlenme veya halkın dikkatini kendine çekme gayesiyle ilim talep eden ateştedir. "

Riyayı saklamanın faydası yoktur.”

Hz.  Cündüb (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Kim başkalarının kusurlarını teşhir edip herkese duyurursa, Allah da onun kusurlarını duyurur.  Kim riya yaparsa Allah da onun riyasını ortaya çıkarır. "(Buhari, Rikak 36; Müslim, Zühd 48, (2987). )

Ancak, iyilikleri ve kötülükleri sonuna kadar saklamak, bu dünyada pek mümkün olmuyor.  Bir gün, bir şekilde ortaya çıkıyor.  İşte bir gün ortaya çıkan iyiliklerin insanlar tarafından beğenilip takdir edilmesi, kulun ihlasını bozmaz, riya sayılmaz.  Belki o takdir, Allah’ın (cc.) peşin ödediği bir ödüldür. 

Her zaman yaptığı iyi bir işi, insanlar görecek ve riya olacak endişesi ile terk etmek de iyi değildir.  Yapılacak ve Allah(cc.)' a sığınılacak.  Sonra, müslümanın yaptığı işi güzel yapıp, insanların beğenisini kazanma isteği, her zaman riyadan kaynaklanmaz. 

Burada faydalı olma ve hizmet etme düşünceleri de söz konusu olabilir.  Acaba hangisi? Bunu ancak o kişi bilir.  O da kendini yoklamalı, kalbine danışmalıdır.

Bize düşen ise hüsn-i zanla, onun ihlaslı olduğunu düşünmektir. İyilikleri takdir etmek, toplumun vazifesidir.  Bu, hem iyilikleri teşvik, hem de yapanlara bir teşekkürdür.