İslam davası

Çocuk sayılacak bir yaşta kürsüye çıkarak vaaz verirken, yağmur damlalarının soba borusundan girerek üstüme damlayıp da o güzelim yeni elbisemi mahvetmesini duymayacak kadar heyecanlandığım o bayram sabahını daha dün gibi hatırlıyorum. O günden bugüne altmışını geçmiş birisi olduğum halde hala her konuşmamda, konuyu bilsem bile yeniden hazırlık yaptıran bir heyecanı hep yaşadım. 

Yerine göre çok tatlı, yerine göre çok acı, bazen ikisi birbirine sarmaş dolaş, tebriklerin ve tehditlerin gölgesinde, ama hep canlı ve sancılı bir davet ve irşat, bir eğitim ve öğretim hayatım oldu çok şükür. “Dava”, gençliğimizden beri sevdalısı olduğumuz bir hülyalı kelimedir bizim için. Bir varoluş ideali, bir gönüllü yüklendiğimiz mukaddes yüktür davamız. Biz onu içimizde hep diri tutmak ve büyütmek için çırpınıp durduk. Çoğu zaman konuştuk, bazen de yazdık, kalbimiz pır pır.

Bu kitap davet ve tebliğ üstüne benim bir nevi vasiyetim sayılır. İnşallah özellikle gençlerin içinde bir ilgi ve heves uyandırır da faydalı olur. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım.