İslam’sız Olmaz

Bu ülkede sistemin yabancılaşmayı, yani Batılılaşmayı devlet baskısıyla yürürlüğe koyduğu, cebir ve şiddetle uygulamaya başladığı günden beri, başta genel idare, hükümet, siyaset, eğitim, yargı, basın yayın ve fikir dünyasında tartışmadan düşmeyen sorular ve sorunlar oluştu.

İslam, insanın hem Yüce Yaratıcı ile, hem de diğer insan ve varlıklar ile münasebetlerini düzenleyen ve hayatına yön veren, onlarla ilgili davranışlarına esas olacak kanunlar ve kurallar bütününe verilen isimdir. İnsanla beraber var olan, tarihin bütün devirlerinde ve bütün topluluklarında karşılaşılan din olgusu, çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Üstelik din, iman ve ibadet olduğu kadar, aile, toplum ve devlet hayatını da düzenleyen, dünyaya bir düzen ve nizam veren bir kurumdur. Özellikle de İslam böyle bir dindir.

İslam, yeryüzünde kendi kanunlarının hâkimiyetini ister. Bu yüzden onu aile, toplum ve devletten kaldırıp atan, yerine insan düşüncesinin ürettiği kanunları koyan Batı düşüncesini ve onun laiklik adıyla devleti dinsiz yapılandırmasını asla kabul etmez.

Laiklik bahanesiyle “İslam dinine” iman ettiği halde “İslam şeriatına” iman etmeme, onu beğenmeme ve çirkin göreme, bu asırda dinin hakkıyla bilinmemesinden kaynaklanan bir inkârdır, cahiliyettir. Bu ülkenin sorunu ve bizim de mücadele sorumluluğumuz işte tam da buradadır.

Çünkü devlet yönetiminde İslam hukukundan başka bir hukuka bağlı olmak, İslam’dan başka bir dine bağlı olmak demektir. Zira her hukuk, bir şeriattır. Bunu hukukçular çok iyi bilirler. İslam da bünyesinde kendine has bir hukuku, bir şeriatı barındırmaktadır.

Bu yüzden biz diyoruz ki, dünya sorunlarına çözüm “İslam’sız Olmaz”.

PDF: