Kitaplar

Laik Sistemde İslamî Siyaset Sorunu

İslam bireysel olduğu kadar da toplumsal bir dindir. Kendi fert ve toplumunu oluşturmak, kurumlaştırmak ve korumak için kendi devletine ihtiyaç duyar. İslam geldikten on üç yıl sonra bunu gerçekleştirmiş, temel ilkeleri ve vazgeçilmez yasaları ile devletini kurmuştur.

Hatırlatmalar

Bazen bir fikir düşer kalbe bir tohum gibi, not alırsanız, kalır orada bir müddet, demlenir, çimlenir. Sonra yeşerir, uzatır boynunu, “bana bir merhaba diyen yok mu?” dercesine. İltifat güneşini görürse büyür. Hele bir de sulanırsa arada bir, çapalanırsa okşar gibi, bir evlat gibi doğar avuçlarınıza.

Kıymet Bilmek

Bu kitap, varlığı paylaştığımız insana sunulan bir iyi niyet armağanı olduğu kadar, kendimiz için de bir dertleşme, bir dilek ve temenni, bir duadır. 
Neyin derdi, davası, dileği ve duası mı?


Enbiya çabasını çağa taşımak ve onların sundukları kadim rahmetten dünyamızı nasiplendirmektir. O dini bir tohum gibi kalbimizde yeşerttikten sonra evimizden başlayarak yeryüzünü yeşillendirmektir. 


Nasıl mı?

Hesaplaşmadan Olmaz

Müslümanlar son birkaç asırdır siyaseten mağlubiyet ve dağılma sürecinden geçmiştir. Kışın amansız ayazında, karında, buzunda donmuş; tipi, fırtına ve kasırgasında savrulmuştur. “Batılılaşma” adına tarihinde belki de en zor zamanlarını yaşamıştır. Ancak bu akımın altında ezilseler de çok şükür ki bitip tükenmekten, yok olmaktan kurtulmuşlardır. Özellikle de içlerinden bir topluluk, İslam davasını hiç bırakmamış, Allah için hep çalışmıştır.

Davetsiz Olmaz

İnsanları Allah Teâlâ’ya davet, yani O’nun koyduğu ölçüler ve kurallar bütünü olan İslam dinine davet,  Allah Teâlâ’nın en sevdiği ve bunları yapanlara çok değer verdiği bir iştir.

Genellikle İslam’ı tanımayanlara karşı yapılan bu tür işlere “davet ve tebliğ” diyoruz. Müslümanlara yapılanlara ise “irşat, va’z, nasihat, öğüt, hatırlatma, iyiliği emretme ve kötülüğü nehyetme” diyoruz. Fertler ve toplumlar sürekli bunları yapmaya muhtaçtırlar. Ancak bu şekilde nefse, şeytana, dünya şehvetlerine karşı yenilmeden yaşayabilirler.

İlimsiz Olmaz

Hayatta mutlu olmak, bilgiye bağlıdır. Bilgi de aklı ve iradeyi azimle güzel kullanmaya. Zorlukları, bilmece çözer gibi mutluluğa dönüştürmesini bilenlere çok tatlı gelir bu azim ve irade. Dağa çıkmak gibi zordur bilgi edinmek. Ama zirvelere varınca oradan ötelerdeki o müthiş dünyaları görebilmek, âlemleri seyredebilmek için başka bir yol da yoktur. Marifet, dağa çıkışı bir “dağ sporu” yapar gibi zevke dönüştürmektir.

İslam’sız Olmaz

Bu ülkede sistemin yabancılaşmayı, yani Batılılaşmayı devlet baskısıyla yürürlüğe koyduğu, cebir ve şiddetle uygulamaya başladığı günden beri, başta genel idare, hükümet, siyaset, eğitim, yargı, basın yayın ve fikir dünyasında tartışmadan düşmeyen sorular ve sorunlar oluştu.

İslam’da Irkçılık Ulusalcılık Milliyetçilik

Biz bu kitabımızda ırkçılığın tanımı, kaynağı, tarihi, hükmü, zararı ve çaresi gibi konuları İslam açısından işlemeye çalıştık.

Bilindiği gibi Rabbimiz bizi “insan” olarak eşit yaratmıştır. Irkçılık ise belli bir ırkın, belli bir sosyal gurubun doğuştan gelen ve kalıtımla geçen bedeni özellikler sebebiyle farklılaştığını ve bu farklılıkların onlar arasında statü, konum ve ilişkilerin belirleyicisi olması gerektiğini iddia eder. Kısacası ırkçılık, bir ırkın doğuştan gelen tabii bir üstünlüğünü savunan görüştür.

İslam’ın Özeti

Selam sevgili okuyucularım.

Öyle zannederim ki bu kitabı elinize alıp içeriğine şöyle bir baktığınızda, “bu bir ilmihal kitabıdır” diyeceksiniz. Tabi hemen aklınıza şu soru damlayacak: “Bu kadar ilmihal içinde buna ne gerek vardı?”

Haksız değilsiniz. Ama her kitabın ayrı bir yeri ve hizmeti vardır. Peki, bu kadar ilmihalin, yani akaid, fıkıh ve ahlak kitapları arasında bu kitabımızın meziyeti nedir ki, size alıp okuma veya bir sevdiğinize hediye ederek faydalandırma kararı verdirsin?

Bir İmam Hatip Sevdalısı Hacı Kalay

Hacı Kalay, sistem tarafından İmam Hatiplerin sevilmediği, istenmediği, hatta zaman zaman düşman görülüp mücadele edildiği bir zamanda, onlara bütün şefkat, merhamet ve servetiyle yaklaşarak sevdi. Onlara güzel okullar ve yurtlar yaptırmak için gece gündüz var gücüyle çalışıp didindi. Başkalarını da buna teşvik etti. Bunu bir mukaddes dava haline getirdi. İşte böylesine mübarek bir insanın yâd-ı cemilini elden geldiğince yaşatmak, Fatiha’lar eşliğinde ona dualar edilmesine vesile olmak, bizim için bir vazife olmuştur.  

Sayfalar