Batı Sapıklığının Kurbanıdır

Batı önceleri Allah’ın dinini tahrip etti. Kendi aklını dine karıştırdı ve onu kendince yeniden düzenledi. Böylece o din ilâhî olmaktan çıkarak beşerîleştirdi. Bize göre bozdu attı dinini.

Artık o, Hz. İsa’nın getirdiği “İslam” değildi. “Hıristiyanlık” denilen yeni bir beşeri dindi. Bu bozulmadan dolayı ona dinler tarihinde “muharref din” denilir. Yani tahrif edilmiş, bozulmuş, aslından başkalaştırılmış din demektir.

Sonraları Batı zamanla gelişti ve Batılılar kendilerinin o eski akıllarını da beğenmedi. Tabi, aklıyla oluşturduğu yeni dini de beğenmedi. Çünkü akılla çelişiyordu. Aslına bakarsanız kendi eski aklıyla yeni aklı çelişiyordu.

Dolayısıyla din karşısında yapabileceği iki şey vardı. Ya dini din olmaktan çıkaracak, dünyevileştirecek, bugünkü yaygın kullanımıyla sekülerleştirecek, laikleştirecekti. Yani yaşanan hayattan, canlı hayattan, sosyal hayattan kovacak, işlevsiz bırakacak, onu kilise ve vicdanlara hapsedecekti. Ya da dini tamamen atarak dinsiz ve tanrı tanımaz olacaktı.

Bu ikisini birlikte yaptı batı. Ve kendisini mahvetti. Sadece kendisini değil, onu taklit etme hastalığına yakalananları da.

Nasıl mı?

Gelecek yazımıza bırakalım mı?