Biraz da Türkler Kürt Olsun mu?

Biraz empati yapalım mı? Yani kendimizi muhatabımızın yerine koyarak düşünüp taşınalım mı?

Yapalım, herkes faydalı diyorsa, niye yapmayalım ki!

Hani “karda yürürken kart kurt sesi çıkınca…” hikayesi malum.

Şimdi yeni bir hikaye uydursak nasıl olur?

Mesela desek ki “Horasandan bataklık Anadolu’ya gelince, bastıkları yerden “türk turk” sesleri gelince bu gelenlere “Türk” dendi. Yoksa asılları Kürt idi.”

Ne dersiniz bu hikayeye, sizce tutar mı?

“Tutmaz” diyorsanız size başka bir hikaye anlatayım. Ama bu yaşanmış cinsinden gerçek bir hikaye.

İnternete bir asker sesi düştü. Adının falan olduğu iddiası da var ama önemli değil. Diyor ki bu hem bilgisiz, hem de saygısız adam:

“Bakın size söylüyorum bak: ben birçoğunun Türk olduğuna dahi inanmıyorum. Adam (Recep Tayyip Erdoğan’ı kasdediyor) Rizeliyim diyor, benim Rizeli arkadaşlarım var.. İşte emir subayım biliyor, 15 yaşında gelmişler İstanbul'a. Adam hala o laz lehçesini kullanıyor, o güzel lehçesi hala duruyor. Bunda hiçbir şey durmuyor, hanımı da Arap.. Yok, Türk kadını, kadınını bunlar temsil edemez ya! Geldiler koskoca Türkiye cumhuriyetini idare ediyor, daha ne rezillikleri var, daha neler var neler.

Evet, böyle diyor zavallı adam.

Ne demek bu?

Hani bu ülkede yaşayan her vatandaşa “Türk” denirdi?

Anayasadaki “Türk” kelimesi bir ırkı temsil etmezdi. Kürt, Arap, Çerkez vs. bundan gocunmamalı idi.

Demek siz kendiniz inanmıyorsunuz bu masala, Kürt niye, Laz niye, Arnavut, Çerkez, Çeçen niye inansın?

Şimdi de benzer bir ifadeyi Sayın Başbuğ kullandı beğenmediği bir şeyleri söyleyenler, kendince yalan söyleyip iftira atanlar için: “Bunlar Türk kanı taşımıyorlar” dedi.

“Türk kanı” ne demek?

“Türk kanı” taşıyanlar yalan söylemez, iftira atmaz, ayıp ve günah işlemezler mi?

Türk kanı taşımamak çok mu büyük bir eksiklik, ayıp veya şerefsizlik?

Ya Kürt kanı, Çerkez kanı, Arap kanı, Ermeni, Rum kanı taşıyanlara ne diyeceğiz şimdi?

Yine başa döneceğiz değil mi? Başa, yani “biz Türk deyince belli bir ırkı değil, bu vatanda yaşayan herkesi kastediyoruz.”

Sahi, sen inanıyor musun buna?

Eğer inanıyorsan, başka ırkların Türk ırkından aşağı yanı yok ise, hepimiz bu ülkede eşit insanlar isek, biraz da anayasal tanım olarak “Türk” yerine “Kürt” desek ne olur?

Böylece biraz da “Kürt Kanı” taşısak mesela? Biraz da öyle şereflensek?

Yani “Kürt” deyince, aynen “Türk”de olduğu gibi, belli bir ırkı kastetmeden, bu vatanda yaşayan herkesi kastediyor olsak olmaz mı?

Parayla değil canım, sırayla olsun.

Hadi Türkler çok diyelim, buna da çare buluruz. Madem Kürtler Türklerin üçte biri, bu ülkede yaşayanlara 3 sene Türk, 1 sene de Kürt diyelim, kabul eder misiniz?

“Evet” derseniz, sorun yok, size inanırım.

Yok, “hayır” derseniz, nasıl inanırım?

Demek “Türk” derken, “Türk kanı” derken bal gibi de ırkı kastediyorsunuzdur. Öyleyse bunun adı ırkçılık olmaz mı? Hemen kızma, lütfen iyi düşün reddetmeden önce.

Hani sık sık “empati yapmalıyız” diyorlar ya, işte öyle.

“Ne demek bu?” derseniz, yukarıda yazmıştık ama burada biraz daha bildik cümleler kullanalım: “iğneyi kendine, (dayanabilirsen) çuvaldızı başkasına batır” demek.

“Kendin için istediğini din kardeşin için de istemedikçe kamil mümin olamazsın” (hadis-i şerif ) demek.

Ben Türküm. Ama bütün Müslümanları kardeş bilir, kendime eşit olarak görür ve severim. Yanımda en üstün olan, daha takvalı, yani dinini daha iyi bilen ve en çok yaşayan dindar insandır.

“Allah Teâlâ’nın kimsenin kanına, kalıbına ve malına, soyuna ve sopuna değil, imanına, ameline, ahlakına ve temiz kalbine baktığına” inanırım.

Bunu bana Allah (cc) ve Resulü (sav) öğretti.

Bu öğretinin dışında buna ters düşen başka bir öğreti de tanımam. Asla tanımam.

Bu yüzden “kafirûn Suresini” “İhlas Suresi” gibi çok severim. Bana bunlar “lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resulullah” tevhid kelimesinin açılımı gibi gelir de okumasına bayılırım.

Biliyorum, bu yazı birçoklarını rahatsız edecektir.

Bilmeden beyni yıkanan, farkında olmadan aldığı virüslü cumhuriyet eğitimi ile ırkçı duygu ve düşünceler taşıyan kardeşlerim için çok üzülüyorum. Düşünsünler ve işin peşini bırakmasınlar, bilgilensin ve aydınlansınlar isterim. Böylece bu hastalıklı yanlış düşüncelerden vazgeçsinler, İslam’ın aziz ilkelerine ersinler isterim.

Ama bilinçli ırkçılara gelince, “kınayanın kınamasından korkmamak,” Allah Teâlâ’nın sevdiği bir güzel haslettir, bende de olsun isterim. Öyleyse varsın onları rahatsız etsin. Kim bilir, belki bu rahatsızlık merak ve ilgi ile onları da istifadeye erdirir.

Amacım faydalı olmaktır elbette. Onlar için bir yazı daha yazacağım. Hem de “Ben Türküm” diyerek.

Bakalım ona ne diyecekler.

www.cemalnar.com

www.ilimistan.com