Çabamız

Fert ve toplum olarak bizler, ya bizzat bir âlim olarak, ya da yeterince âlimler yetiştirip onların eğitiminden geçerek, özel hayatımızda takvaya, genel hayatımızda da “Allah’ın dini İslam’ın yeryüzüne hâkimiyeti” anlamında ictimaî davamıza erişebiliriz.

Eğer bugün dünya, yaşamaktan mutluluk duyulan bir dünya değilse, yeryüzü bir cennete dönüşememişse, bunda biz insanların kusuru var demektir. Çünkü Allah Teâla kâinatı bu kabiliyette yaratmıştır. Bize de, kâinatla uyumlu, uygulandığında onu cennete çevirebilecek kanunlar manzumesini, yani biricik dini olan İslam’ı hediye etmiştir.

Evren yerinde duruyor. Kur’an da, onu tebliğ eden Peygamberin sünneti de yerinde duruyor. Yani Kur’an’ın açıklaması, anlaşılması ve uygulanması sayılan sünneti de bir rehber olarak duruyor yerinde. Geriye ne kalıyor?

İnsan!

Demek sorun insanda.

Öyleyse insan, kendi nefsi ve toplumu ekseninde dönüp dolaşan kendi sorunlarını doğru anlamaya, doğru düşünce ve davranışı göstermeye, çareler sunmaya çalışmalıdır.

Şair Talibi:

Çeşm-i insaf gibi kamile mizan olmaz

Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz”