Eleştiri Ciddi İştir

Yazmak ne kadar ciddi bir iş ise, yazarı eseriyle tenkit, yani eleştiri de o kadar ciddi ve faydalı bir şeydir. Ancak her şeyde olduğu gibi burada da samimiyet esastır. Şahsi sevgi ve yergilere kurban etmemek gerekir eleştiriyi. Değilse bu ayıp, öncelikle yapanı çirkinleştirir.

Başarılı ve başarısız yönlerini, gerekçeleriyle beraber inceleyerek nezaket içinde ortaya koyma anlamında tenkit, insanı yetiştirir. Şeyhulislam İbn-i Kemal zamanında âlimler kitap yazmaya korkarlarmış diye okumuştum bir yerde. Çünkü kitaplardaki hataları renkli kalemle düzeltir, yazarına sunarmış. İnsan bu kadar hatasını görünce elbette utanır yani. Ama artık daha dikkatli ve araştırarak yazar.

Ne var ki eseri tenkit, hasetten kaynaklanıyorsa gerçekten çirkindir. “Biz bu kadar âlimken bir kitap yazamadık. Adama bak, kitap yazıyor. Haddini bilsene sen!” gibi tavırlar, maalesef her zaman görülen tavırlardır.

Bu tip hasta ruhlular, kıskançlıklarını içlerinde saklayamaz, dışarı atarak hem kendilerinin, hem haset ettiklerinin, hem de toplumun huzurunu bozarlar. Neylersiniz ki insanın olduğu yerde, bu türlü rahatsızlıklardan kurtuluş yoktur.

Bu manada kendisine dert yanan bir adama İmam Gazalî: “Haset edilmeyende hayır yoktur” diyerek muhteşem bir cevap, alana da büyük bir teselli vermiştir.

Kettanî de bu işin öteden beri var olduğunu ifade ediyor:

“Şöyle denmiştir: ‘Te’lifte bulunan kimse, hedef olmuştur.’ Şöyle de denilmiştir: ‘Kim eser te’lif ederse, aklını bir tabağa, şeref ve haysiyetini de insanlara karşı ortaya koymuş olur’. Her türlü yorum ve değerlendirmeye açık çok yönlü bir konuda te’lifte bulunmak, müellifin muhayyilesinin, sabır sınırının, ulaşabildiği noktanın, tercihinin ölçüsü ve fikri istiklalinin gözetlendiği küçük bir penceredir.” (Kettânî, et-Teratibu’l İdariye Tercümesi, 1/47.) 

Şehrimizde bir zamanlar müftülük yapan Merhum Ali Rıza Kırboğa Hoca Efendiye bir kitabımı hediye ettiğimde: “Eskiler: ‘müellif, hedef olur.’ demişler. Artık oklara hedefsin. Hazırlıklı olmalısın.” demişti. Bu sözü ilk defa ondan duymuştum.

Yazık ki çok korkaklar sırf bu eleştiriye tahammülsüzlük yüzünden kitap yazmayı, yazsa da yayınlamayı terk etmişlerdir.

Buna ne buyurulur?