Niçin okumak?

“Niçin okuruz?” önemli bir sorudur. Bazıları buna “iyi vakit geçirebilmek, hayatta mutlu olmak, edebi, bedihi zevkleri tatmin, yalnızlığı değerlendirmek” türünden birçok cevaplar verebilir. Veriyorlar da nitekim.

Bütün bunlar doğru olabilirler. Bütün bu tür zevkleri yaşatabilir okumak insana. Ama bunlar okuma işinin gerçek nedenleri olamaz bence. Olmamalıdır. Bu kadarcıkla yetinmemelidir insan. Kaldı ki amaç buysa, söz gelimi bir sinama, bir tiyatro, televizyon, müzik, hatta sportif faaliyetler, hatta ve hatta kahvehaneler, dost sohbetleri vs. de sağlar bu tür zevkleri insanın seviyesine göre. Daha tatminkar olduğu da inkar edilemez üstelik amaç iyi ve zevkli vakit geçirmekse sadece en azından kimilerine göre.

Bütün bunlar “nelerin okunması gerektiği” üstünde de düşündürür bizi. Bilmem ki her gün magazin gazetelerini baştan sona okuyanlara da “okuyucu” denilebilir mi? Eğer okumaktan amaç yukarıda ifade edilenler ise, neden olmasın?

Hayır, okuma her şeyden önce kendimiz için olmalı ve bize bir yarar sağlamalı, bir erdem ve kaliteye dönüşmeli, insanı, evreni, varoluşun anlamını tanımaya yönelik olmalı, yol göstermeli enfüs ve afakta, maddi ve manevi kazanımlara sebep olmalı. Bizden başlayarak insanımızı daha mutlu, yeryüzünü daha bayındır kılmalı okumalar. Beynimizin girift kıvrımlarında yol alırken, bir yandan da fizikle, kimya ile yerin altını üstüne getirmeli, uzaylarda gezinmeli, toplumun mutluluğunu yakalayan kuralları tanımalı, daha zengin, daha müreffeh, daha sorunsuz bir dünya oluşturma adına okumalıyız. Bir sanat eserinde bile insan aranmalı, insan kazanılmalı, insan zenginleştirilmeli, insan mutlu kılınmalı. İnsan ve evren. İnsan ancak evrenle ilişkilerini iyi kurarsa mutlu olur çünkü. Okumak, insanı tanımak kadar en yakınımızdan, orası nereyse en uzağımıza kadar çevre ve evreni tanımaktır aynı zamanda.

Bizi bu açıdan zenginleştirmeyen okumalar, bence okuma sayılmamalı. O yüzden bu yüce amaçları hedeflememiş bir insana, “topu bırak da oku” demek, “sinemayı, tiyatroyu, magazini, siyaset kavgalarını bırak da oku” demek, gereksiz olduğu kadar anlamsızdır da. Adam orada mutludur, iyi de vakit öldürüyordur, zevklerini, şehvetlerini tatmin ediyordur, yalnızlığını gideriyordur. Niye okusun ki?

Evet, niye okusun? Her biri bir muhteşem sahne saylan kitap sayfalarındaki her bir harfi bir aktöre dönüştüremiyerek okudukça kafasında harika filimler çeviremeyenler, sinamaya gitsinler daha iyi değil mi?

O yüzden “niçin okumak?” sorusu her zaman gündemdedir. Bunu iyi kavramışlardan çıkar iyi okuyucular.

www.cemalnar.com
www.ilimistan.com