Yazılar

Bir itiraf

Türkiye'de Batıcı laik sistem kurulduğu günlerde bu memleketten  İslam'ı kökten silip atmakla yetinmemiş, maalesef onun doğru bir şekilde öğrenilmesini de yasaklanmıştır.

Ne Demeli!

Kendi nefsimiz veya bir başkası fark etmez, müslümanlığından bu kadarcık bir dersi çıkaramayanlara bilmem ki ne demeli!

Kıymet Bilmek

 

Müslümanlar kıymetlidir.

Hele de kâfirlerden çok kıymetlidir.

Bu yüzden müslümanlar birbirlerinin kıymetini bilmeli ve asla birbirleriyle uğraşmamalıdırlar.

Uğraş arayanlar kâfirlerle cihada gitsinler.

Adam Olmak Çaba İster

Mahir İz Hoca anısına bir tv.de program yapılıyordu. Bir talebesi, Prof. Mustafa Uzun şunları anlattı:

“Rahmetlinin “Tasavvuf” kitabı çıkınca, bazı hocalara üzerini imzalayarak postaladı. Sıra Merhum Muhammed Hamidullah’a gelince, onun üzerini itina ile yazdı ve bana:       

- Bunu Hocaya elden götür ve saygılarımla takdim et dedi.

Ben:

- Bu fark neden? Dedim.

- O racüldür, dedi.                                                                  

İyi Yazmanın İlkesi

Güzel ve kalıcı iyi bir yazı yazmanın en önemli bir etkeni de, kuşkusuz çok okumaktır.

Çok okuyarak ilimle dolan bir insan, hiç şüphesiz yazarak boşalacaktır. Okuma, yazmanın tarlasıdır; oradan biter yeni düşünceler, ilimler. Eğer değerli iseler, korunurlar ve geliştirilirler.

İslam medeniyetinde önemli bir yeri olan Câhiz, bu etkisini çok okumasına borçludur. Kitaplarının üzerine düşmesi ile ezilerek ölen Câhiz, ömrü onları okumaya yetmeyeceği kanaatiyle, acaba bir çırpıda hepsini ezilmiş vücudundan içine mi almak istemişti?

Yazmak Sorumluluktur

Hiç şüphesiz bir yazıdan amaçlanan yararın gerçekleşmesi için, yazının belli bir plan dahilinde derli toplu olması, bilinmesi gerekenleri iyi araştırıp doğru bilgiler sunması, ama özellikle de anlamayı ve öğrenmeyi kolaylaştıracak bir üslup ile ifade edilmesi elzemdir.

Eleştiri Ciddi İştir

Yazmak ne kadar ciddi bir iş ise, yazarı eseriyle tenkit, yani eleştiri de o kadar ciddi ve faydalı bir şeydir. Ancak her şeyde olduğu gibi burada da samimiyet esastır. Şahsi sevgi ve yergilere kurban etmemek gerekir eleştiriyi. Değilse bu ayıp, öncelikle yapanı çirkinleştirir.

Niye Yazmıyorsunuz?

Bu yazının başlığını “Niye Yazmıyoruz?” diye koyacaktım. Sonra daha bir dikkat çeksin ve bir muhasebeye, bir sorgulamaya sebep olsun diye değiştirdim. Yani işin içine kendimle beraber sizleri de kattım.

Sorum önce kendime, sonra okuyucularımadır: Niye Yazmıyorsunuz?

Yazmanın faydaları meydanda olmasına rağmen maalesef bizde bırakın en azından anılarını yazacak birçok insan varken, âlimlerden ve aydınlardan ekser insanlar bile maalesef kitap yazarak geriye bir sadaka-i cariye bırakmamıştır.

Neden?

Ölüler Aramızda Nasıl Yaşarlar?

Bu gün, geçmiş asırda yaşayanlara göre bizim en büyük şansımız, her halde, yazının üzerinden bunca yıl geçmesi ile okunacak kitapların çok olmasıdır. Onların uygarlığı ile çağımızın uygarlığı arasındaki farkı, en iyi kitapların sayısı ortaya koyacaktır.

Bu gün bir çocuğun bile bilebildiği birçok gerçekleri, Allah bilir eski bilginler hangi çabalarla elde etmişlerdir. O yüzden, onların birikimleri üzerinde oturan bizler, onlara ne kadar minnet ve şükran duysak azdır.

Bir de kaleme ve kâğıda saygı ve sevgi!

Yazma Gereği

İlmin asıl ortaya çıkması ve bereketlenmesi, elbette ki yazının bulunuşu ile başlamıştır. Bilgi taşlarının üst üste konularak sağlam binalar yapımı, ancak yazıyla mümkün olmuştur. Böylece, her insanın bilgi birikimi ve kıymetli tecrübeleri, kendisiyle ölmemiş, ebedilik kazanmıştır. Belki bir şekilde yazarını da ebediyen yaşatmıştır.

Sayfalar