Yazılar

Hadislerde Alimin Değeri

Bazı okuyucularımız, “Hocam, yazılarınızda ve konuşmalarınızda âlimleri peygamberlere çok yaklaştırıyorsunuz. Evet, yaptıkları iş aynı sayılır, dini öğretmek. Fakat yine de bu ifadelerde bir abartma yok mu? Bu düşünceye Kur’an ve sünnet-i seniyyeden deliller sunar mısınız?” dediler.

Hay hay, memnuniyetle. Önce konuyla ilgili bazı hadisleri hatırlayalım.

Âlimler Ve Peygamberler

Âlimlerin değeri ve onlara gereken hürmeti gösterme hususunda, efendimizin şu hadis-i şerifini hatırlayalım:

“İlim isteyen, rahmet isteyendir. İlim isteyen alim, İslamın rüknü (temel direği) dir. Onun mükafatı peygamberlerle beraberdir.”

(Münavî, Feyz’ul Kadir 4/263.)

Buradaki ilmin, İslamî ilimler olduğuna, hadisi açıklayan şarihler dikkati çekmişlerdir.(a.g.e. 4/264.)

Alim Davet Ve Enbiya

Bugün hayırlı amellerin en büyüğü, dini tanıtmak, öğretmek, benimsetmek, yaşamaya ve yaşatmaya teşvik etmektir. Devlet ve toplumda konumunu, önemini ve etkisini artırmaktır.

Bunun için çalışmak, cihadın ta kendisidir. İslam’ın ibadet, ahkâm ve ahlakını ihya etmeye, yaşatmaya gayret etmek, evet, çağımızın en büyük cihadıdır.

Bilhassa şu zamanda ki: İslami esaslar yıkılmaya bırakılmıştır.

Batı Ruhunu Unuttu

İnsanda beden yanında bir de ruh vardır ve o ruh tıpkı beden gibi acıkırdı. Onun açlığını iman, ibadet ve Allah’ı zikir giderirdi ancak (Ra’d, 28). Allah Teâlâ böyle yaratmıştı insanı.

İşte o ruh doyurulmayınca vücudun dengesi bozuldu. Zavallı ruh doyacağım diye, zavallı kalp mutmain olup yatışacağım diye kendini açlığa ve azgınlığa daha da atan yukarıda saydığımız alkol, uyuşturucu, seks, oyun, eğlence, karnaval, kumar, israf, tüketim çılgınlığı gibi akla hayale gelmez densizlik ve dengesizliklere başvurdu.

Batı Sapıklığının Kurbanıdır

Batı önceleri Allah’ın dinini tahrip etti. Kendi aklını dine karıştırdı ve onu kendince yeniden düzenledi. Böylece o din ilâhî olmaktan çıkarak beşerîleştirdi. Bize göre bozdu attı dinini.

Artık o, Hz. İsa’nın getirdiği “İslam” değildi. “Hıristiyanlık” denilen yeni bir beşeri dindi. Bu bozulmadan dolayı ona dinler tarihinde “muharref din” denilir. Yani tahrif edilmiş, bozulmuş, aslından başkalaştırılmış din demektir.

Niyetimiz Ve Adamlığımız

Ameller niyetlere göre olduğu gibi, adamına göredir de. Yani sıradan mübah bir işi, bir iyiliğe vesile kılmak için yaparsan, Allah için niyetini iyi tutarsan, ibadet olur. Adetler ibadet olur kısaca. Mesela yemek mi yiyorsun, helalinden ise, eh mübahtır, yiyebilirsin. Bir sevabı da yok, günahı da yok. Ama onu, “Ya Rab!  Bedenime kuvvet versin de sana ibadet edeyim.” diye yersen, bu yeme işi mübahlıktan çıkar ibadet olur.

Her An İmtihandayız

Bugün Tıp Fakültesine gidip yılda bir kez olmam gereken ultrasondan geçeceğim.

Öğle namazından sonra ise akrabamız, baba dostumuz, çocukluğumuzdan beri tatlı hatıralarımız olan emekli imam ve murakıp İsmail Telbisoğlu hocamızın cenaze namazına ve defin işlemine katılacağım.

Her zaman şık, şen ve şakrak, yaşına göre çok sağlıklı gördüğümüz İsmail abimiz de gittiğine göre, - Allah gani gani rahmet eylesin- bir gün ansızın veya yavaş yavaş gelen bir ölümle biz de gideceğiz, dostların gittiği o gizemli ülkeye.

*  *  *

Biz ve Şükür

Hiç şüphesiz şükür, yani nimeti görerek verene teşekkür, dilimize kalbimizin ve işlerimizin güzelce eşlik etmesiyle gerçek bir şükür olacaktır.

O yüzden şükür sadece “Elhamdülillah, Ya Rabbi çok şükür” demek değildir.

Gök gürler de yağmur yağmazsa kuraklığa ne faydası olur?

Bizde bir söz vardır: “Guru guru gadanı alayım, takır takır yoluna öleyim.”

Laf işte!

Lafla peynir gemisi yürümezmiş.

Siyasileri Uyaralım

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi ve BDDK tarafından Katılım Bankaları Kanunu, daha doğrusu “faizsiz finans kanunu ” üzerinde çalışma yapıldığını, # Hayrettin Karaman’ın “#Katılım Bankaları Kanunu” yazısından öğrendik.

Hoca bazı hatırlatmalar yapmış. Ama bir nokta belirtilmemiş. Bence çok önemli. O yüzden uyarmak istedim.

Evet, siyasileri uyaralım, bu işin adını açıkça koysunlar: İslami bankacılık.

Ne demek "katılım bankacılığı" vs.? 

Hala neyi gizliyor, saklıyoruz?

Sağlığımızın Kıymetini Bilelim

Zaman zaman kendimize şu soruyu sormalıyız:

“Hayatımızda sağlığın kıymeti ne kadardır?”

Bu soru bize sağlıklı olma şuuru kazandırır. Böyle bir soruyu sormak ve cevabını vermek hastalara da faydalıdır. Aslında sağlığın kıymetini en iyi onlar bilirler. Nitekim şair Bosnalı Sabit güzel beyitleriyle bize şu soruyu sordurmaktadır: “Sağlar bunu nereden bilecekler?”:

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir,

Sayfalar