Ehli Beyte Sevgi Ve Hürmet

Ubeydullah Ahrar hazretleri şöyle söylemiş:

- Peygamber (S.A.V) efendimizin soyundan (şerif-seyyid) bir kimsenin bulunduğu şehirde oturmaya gücüm yetmez. Çünkü ona saygı hakkını tam olarak ödemeye gücüm yetmez.(Abdülmecid Hani. El- Hadaik’ul Vrdiye. S. 670)

İmam-ı A’zam da  ders verirken ikide bir ayağa kalkıyormuş. Sebebi sorulduğunda:

- Şeriflerden birinin çocuğu şurada oynuyor. Gözüm ona takıldığında kalkıyor, gözden kaybolduğunda oturuyorum. Demiş. (a.y.)

Selef-i salihin seyyid ve şereflere böyle hürmet ve hizmet ederdi. Ne ki şimdi şecerelerde kayboldu, hürmet de.

Maalesef insanlar bunu dahi istismar ettiler. Aslı olmadığı halde “seyyidim” diyerek insanlardan maddi manevi menfaat beklediler, dilendiler, topladılar. Böyle birisine “Bu şehirde de seyyitler var. akrabalarınızı ziyaret etmek ister misiniz?” dedim, merak bile etmedi. Bu nasıl bir davranıştır böyle?

Hakiki seyyidler mütevazı olur ve bu soy meselesini ırkçılığa dönüştürüp kimseye üstünlük taslamazlar. Öyle yapanı hırsında boğmak ve mahrum etmek gerekiz diye düşünüyorum. Ta ki istismar böyle böyle önlene.

Talebelerimden biri “Seyyidlerdenim” deyince, içinden hem sevinmiş, hem de “acaba?” demiştim. “Olsun, onun hatırına saygı değil mi, aslı olmasa ne çıkar?” dedim sonra.

Evet, çoğunun şecereler kaybolmuştur. “Nakibü'l-Eşraf” Osmanlı Devlet teşkilatında Hz. Peygamber'in soyundan olanların doğum, ölüm gibi kayıtlarını ve devletçe yapılan ödemeleri, sağlanan sosyal hakları dağıtan görevliye verilen ünvandır.  Bu görevli, Bab-ı Meşihat'e bağlı bulunurdu.

Bugün dilden dile falanların filanların şerif (Hz. Hasan neslinden) veya seyyid (Hz. Hüseyin neslinden) olduğu söylenir. Hakikaten nesli pâke mensup olanların emsaline üstünlükleri de zahirdir. Gerçi Peygamber Efendimiz: “Amelinin geri bıraktığını, soyu ileri götürmez” demiştir, ama ehli beyt nesline hürmet ve muhabbeti de istemiştir. O nesl-i pâk da mesuliyetini müdrik olagelmişlerdir.

Sevgili peygamberimiz hürmetine, onun nesl-i pâkine saygıda kusur etmemeli, bu muazzam emaneti edeple korumalı, onları Sevgili Peygamberimiz Efendimiz (sav)  hatırına unutmamalıyız.