Bu ümmetin hepsinin âlim olması mümkün olmayabilir. Ama “insanlık için çıkarılan” bu ümmet, dünyaya yetecek kadar âlim çıkarmak ve arkalarında durup onları desteklemek zorundadır.
Bugün 14 Mayıs 2022 Cumartesi, Domur Hocamızla Youtube üzerinden ve sair sosyal medyadan yaptığımız söyleşiler 52 rakamıyla sona eriyor. İzleyenlerin istifade ettiğine inanıyorum.
Sonuçta şunu ifade edelim ki ister avam olsun ister âlim, insanın gerçek değeri ve itibarı, Allah Teâlâ’yı bilmesi, sevmesi, sayması ve itaat etmesi miktarındadır. Allah Teâlâ’ya saygılı bir adamda ilim daha saygın bir makamdadır.
Bu durum, sanki dünya da hiç ölmeyecek gibi yaşayan nefislerimizi aklıma getiriyor... Gaflet halinde, ahiret deyince kafasını kuma gömen, veyahut at gözlüğü takmış nefsi ne tarafı görmek isterse o yöne teveccüh eden egolarımızı...
İşte yakın tarihimizdeki "Bel'amlaşma"nın macerası böyle başladı. Geçmişte: "İdarecilerle düşüp kalkanın kalbi ölür, belki de imansız gider" diyenleri haklı çıkaran tipik bir süreçtir bu.
Maalesef ülkemizde laik batı hukuku yürürlüğe konduğu günden beri bu “süt kardeşliği” hukukunu bilmede zaaflar oluşmuştur. Sonuçta birçok insan kardeşi ile evlenme yanlışına düşmüştür.
İşte insanlık için gönderilmiş İslâm'ın hedeflerinden birisi de, sağlam bir müslüman toplum inşa etmektir. Bunun için de aile ve akrabalarının birbirlerine sıkı sıkı sarılması, aradaki sevgi ve ilgi bağının koparılmaması demek olan sılayı rahmi farz kılmıştır.
Bazen başkaları tarafından bilinmesi istenmeyen şeyler olur. Bunlar özel sırlardır. İnsan, kendi sırlarını kimseye söylememelidir. Çünkü bu durumda onlar sır olmaktan çıkar.
Metin bir şekilde, dilinde dualarla idam sehpasına gelen Atıf Hoca Efendi kelime-i şehadetle bu dünyadan ahirete sessizce geçiverir. Ayakları yere değmez, ama tevazuyla bükülmüş başı göklerdedir.