Hatıralar

İlme Ve Eğitime Adanmış Bir Ömür RAMAZAN PAK HOCAMIZ

Ramazan Hocam özellikle fıkıh alanında yoğunlaşmıştır demiştik. Bilgisini öğrenciler yanında halkla da paylaşır. Ramazan ayında camilerde vaaz ederek ve bazı radyolarda sohbet ederek, değişik vakıflarda seminerler vererek halk eğitimine katkı sunar.

Müjdeli Bir Keşif

Size çok dikkat çekici, gerçekten ilginç, hem de çok tatlı, çok müjdeli bir keşif örneği sunalım: M. Serhan Tayşi, “Ali Emiri izinde” isimli hatıralarında yazıyor:

Vaz mı Geçelim?

Yusuf İslam Türkiye’ye gelince, “iyi ki ben İslam’ı kitaplardan okumuş ve öğrenmişim ve iyi ki Türkiye’ye ye gelmeden Müslüman olmuşum”  demiş. Öyle duydum ve hak vermedim de değil…

Dinden Kopuş Nasıl Oldu?

Bırakın o yılları, 1970 li yıllarda, MTTB adına Necip Fazıl Merhumu konferansa davet işinde sorumlu olduğum için bir arkadaşımla, Edip Gönenç Beyle polis binasına alındık. Suçumuz, heyecanlı gençlerimiz Üstadı otelden konferans salonuna yürüyerek götürmüşler. Yani biz sorumlular izinsiz yürüyüş yaptırmışız(!) Neyse, diyeceğim şu...

Hiç Değişmediler

Rahmetli Kadir Çavuş (Kızdırıcı) Hocamız anlatmıştı. Devir “Halk Partisi” devridir.  Kahramanmaraş’ın Divanlı Camiinin müezzin efendisi minareye çıkar. Sağına soluna bakar, etrafta zarar göreceği kimse yoktur. Elini atar kulağına ve neşeyle ezan okumaya başlar: “Allahu Ekber, Allahu Ekber.”

Aradığımız Ruh

Yine sohbet koyulaşmıştı bir gün bir dersimizde. Öğrencilerim pür dikkat dinliyorlardı. Söz İslâm âleminden açılmıştı. Param parça İslâm âleminden.

Ayıpladık Ya!

Ertesi gün, okula geldiğimde müdür yardımcısının beni sorduğunu söyleyince nöbetçi öğrenciler, utancımdan dona kaldım. Hadis gözümün önünde levhalaştı birden:

O Heyecan Ve Gözyaşı Var mı?

Bir zamanlar İmam hatiplerde o kadar teveccüh vardı ki, okulda yer kalmadığından öğrenciler sınavla alınır, kazanamayanlar ağlayarak dönerdi.

Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi eski müdürü İsmail Abken Hocamızın gözyaşları içinde şunu anlattıklarını bizzat dinledim.

“Adam, kaydedemediğimiz öğrencisi elinde aşağıda bekliyor ve gitmiyordu. Nihayet adam daha fazla eziyet çekmesin diye indim aşağıya ve:

- Amca, elimizden hiçbir şey gelmez. Maalesef yerimiz yok. Alamayız bu çocuğu. Boşuna burada bekleme. Bizim de içimiz parçalanıyor ama elden ne gelir?

Kendin İçin Öfkeni Yut Affet

Yaptığım Yanlıştı

O gün eşime çok fena kızmıştım. Bu arada bir misafirliğe gitmek için benden izin almıştı. Çıktı ama çok geçmeden geri döndü ve dedi ki:

- Bizi arabasıyla götürecek komşunun işi çıkmış, sen bizi götürür müsün?

- Hayır

- Bana kızgınlığının cezasını arkadaşlarım çekmese?

- Hayır!

- .....

Gitti. Tabi, nasıl bir gidiştir tahmin edebilirsiniz!

Tatlı Bir Hatıra

Bir zamanlar bir muhterem insanın yanına doktor götürüyorlardı. Fakiri de davet ettiler. Gittik. Doktor aletleriyle hastaya yaklaşırken ona dedi ki:

- Evladım, kalbini halis ve niyetini sahih kıl. Hasta eden de, şifayı veren de Allah’tır. Sen bir vesilesin. Tedavi emredildiği için buyur işini yap, hürmetimiz var. Ama dediğimi de unutma.

Doktorumuz imanlı birisiydi. Güldü ve:

- Aynen ben de öyle iman ediyorum, dedi.

Sayfalar