Tasavvufun Konusu

Tasavvufun konusu öz olarak Allah, varlık ve insandır.  Dünyaya Allah’ı bilme, sevme, sayma ve rızasına ermenin imtihanı için gönderilen insan bunu en güzel şekliyle ancak, tasavvufî bir hayatla başarabilir.

Bireysel olarak en büyük amaç olan Allah’ın rızasını kazanmak için önce akaidi Kur’an ve Sünnet doğrultusunda sağlamlaştırdıktan sonra, yine Kur’an ve Sünnet çerçevesinde belirlenen ilahi hükümleri ihlas ile yaşamak, nefsi tezkiye, kalbi tasviye ederek ahlakı güzelleştirmek, içi ve dışı ilahi nurlarla aydınlatmak, ilahi hakikatlere sineyi açmak gerekir. 

Bütün bunların hiç şüphesiz bir usulü, âdâbı ve erkânı vardır. İnsan bu usûl, âdâb ve erkâna uyarsa, sonunda bazı hal ve makamlara erer. Her ne kadar maksat o değilse de bazı keşif ve kerametlere kavuşur. 

Bir mürşidin irşadına uyan mürid, verdiği sözde sadık olur ve biatını bozmazsa, gerek usulüne uygun zikir, sohbet, Kur’an okuma, rabıta, murakabe, teveccüh, helal lokma, ihlasla yapılan farz ve nafile ibadetler ile gerekse insan, hayvan, bitki, cansız varlıklara şefkat ve merhamet ile muamele edip hepsinin hakkına riayetle, gerekse güzel ahlakı tahsil için nefsi ile cihat ederek kısa zamanda güzel hallere erişir. Bir kısım ilham, keşf ve kerametlere nail olur. Dilinden hikmet akar. Bunlar, her ne kadar bizzat maksut ve matlup değilse de, esas amaçlanan ve istenen Allah Tealanın rızasına birer alamet ve işarettirler. Bu cihetle de sevimlidirler.

 İşte gerek bunlar, gerekse mürşit mürit ilişkileri, kişinin Allah’a, Resulüne, ihvanına, ailesine, nefsine, diğer canlı veya cansızlara karşı adabı, yolun usul ve erkânı, erişilecek haller ve makamlar, bunlarla ilgili yüzlerce ıstılah ve açıklamaları, tasavvufun konusunu teşkil ederler. 

 İslam ahlakının esasları olan tövbe, muhasebe, murakabe, takva, vera, havf, huşu, reca, sıdk, ihlas, istikamet, sabır, züht, rıza, tevekkül, yakin, şükür, kanaat, fakr, uzlet, samt (susma), açlık, tevazu, mahviyyet, vakar, hayâ, üns, kurb, ittisal, muhabbet ve benzeri kavramlar ile tasavvufa has olan vakit, makam, hal, kabz, bast, heybet, üns, vecd-tevacüd, cem-fark, cem’ul cem, fena-baka, gaybet-huzur, mahv-isbat, setr-tecelli, muhadara-müşahede, levaih, tevali, levami, bevadih, hücum, mürid-murad, marifet, tefhit, arif, letaif, hatifle uyarılma, firaset, havatır, rüya, sema vb. ıstılahların açıklanması da, hep tasavvufun konuları arasındadır. 

Bu yüzden bazıları tasavvufun konusunu kısaca “tahalluk ve tahakkuktur” demişlerdir. Yani tasavvufu öğrenmek ve yaşamak.1 

İçinde yaşanılan kainat ve varlık da tasavvufun konuları arasındadır. Çünkü tasavvuf, Allah, insan ve varlık arasındaki ilgiye “Vahdet-i Vücut”, “Vahdet-i Şühüd” yada “Tevhid-i vücudî ve şuhudî” gibi düşünce sistemleri içinde inceler.2   

Tasavvufun en önemli bir konusu da kalptir. Kalp temizliği, gönül adamı olan sufinin en önemli amacıdır aynı zamanda. Kur’an incelendiğinde görülecektir ki Allah kişiden mal mülk değil, evlat iktidar değil, selim, yani arınmış, temiz bir kalp istemektedir. Kalp vücut ikliminin padişahıdır. Kalp, iman ve takva yeridir, güzel ahlakın kaynağıdır. Vahy de, ilham da temiz kalplere iner.

Niyet, ibadetlerin şartıdır. Niyet de bilindiği gibi kalbin işidir. En büyük sevaplar, kalple kazanılır. Kalpler, iyiliklerden haz alır, kötülüklerden rahatsız olur.

Kuşkusuz kötü kalpler de vardır iyilerin yanında. Basiretsiz kör kalpler de vardır görenlerle beraber. İnce, nazik, kibar, duyarlı kalplerle beraber kaba, katı, hissiz, duyarsız, mühürlü ve kilitli kalpler de vardır.

İşte tasavvufun bir konusu da kalbi Allah’ın istediği bir kıvama getirerek onu iman, ahlak, takva, bilgi, basiret, keşf ve ledün marifetleriyle donatmak, rü’yetullah’a hazırlamaktır. Bütün bunlardan ötürü tasavvuf “bir kalp ilmidir” diye tanımlansa da yeridir.

Tasavvuf tarihi ve ricali de, dolaylı olarak belki tasavvuf ilminin konularından sayılabilir. Dolayısı ile tasavvufla alakalı binlerce veli, mürşit, mürit ve sufi gibi Allah dostları veya o dostluğa aday olarak yaşamış binlerce insanın hayat hikayesi, halleri, sözleri ve menkıbeleri de, oldukça zevkli ve zengin bir alan olarak, tasavvufun incelendiği ana konulardan biridir.