Canı Muhafaza

2-Nefsi (Hayatı)  Muhafaza

Her insan yaşama hakkına sahiptir. Bu hak insanların doğuştan sahip olduğu bir haktır. İslam, insanların hayatını korumak için maddi manevi birçok müeyyideler koymuştur. Bu müeyyidelerden bazıları şunlardır:

1-Mağdurun velisi affetmedikçe, haksız yere ve kasten adam öldürenin cezası idamdır. Kur’an’da şöyle buyuruluyor: “Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı. ” (Bakara:178) 

Bununla birlikte soykırım, katliam kesin olarak yasaktır. Savaş halinde dahi kaçan ve yaralı düşen öldürülmez. Fiilen savaşa katılmayan kadınlara, çocuklara, din adamlarına, işlerinin başındaki çiftçi ve işçilere dokunulmaz. Hayvanlara ve bitki örtüsüne zarar verilmez. Suçlulara ve düşmanlara işkence yapılmaz. Hz. Peygamber hamile olduğu için bir kadının cezasını ertelemiş, kadın çocuğu doğurunca da, sütten kesilinceye kadar mühlet vermiştir. 

2- Bir insanı haksız yere öldürmek, bütün insanları öldürmek gibi büyük bir suç sayılmış ve ahirette cezasının ebedi cehennem olduğu bildirilmiştir. Kur’an’da şöyle buyuruluyor: ”Kim bir cana karşı veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere)  bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kimde bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur. ” (Maide:32) . Yine, “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona azab etmiş, ona lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır. ” (Nisa:93) 

3-İntihar etmek büyük günahlardan sayılmıştır. Yüce Allah, “Kendinizi öldürmeyin. ” (Nisa:29) , buyururken, Peygamber Efendimiz de, intihar edenin cehennemlik olduğunu bildirmiştir. Bu can kişiye emanettir. Emanete hıyanet münafıklık alameti oluğu gibi, büyük günahlardandır da. 

4-Masum bir insanın öldürülmesine, dövülmesine yardım etmek yasaklanmıştır. Hz. Ömer; “Bir masum insanı öldürmek için, bütün bir belde birlik olsa, hepsini cezalandırırdım. ”demiştir. 

Kur’an’da Yüce Allah şöyle buyuruyor: “İyilik ve (Allah’ın yasaklarından)  sakınma hususunda yardımlşın, günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın. ” (Maide:2) 

5-Şer’i bir sebep olmadan bir insanı dövmek, korkutmak caiz değildir. Peygamber Efendimiz: “Dünya da insanlara işkence yapan, sıkıntı veren kimselere Allah azab eder. ”buyurmuştur. (Müslim) 

6-Nefis müdafasına izin verilmiştir. Bir insan karşısındaki kişinin mutlaka kendini öldüreceğine kanaat getirirse, o kendisini öldürmeden evvel, kendisi onu öldürebilir. Bu durumda nasıl olsa iki kişiden biri ölecek; o halde masum ve mazlum biri öleceğine, saldırgan ve zalim birinin ölmesi ehven-i şerdir. Üstelik bu hareket caydırıcı da olabilir. Peygamber Efendimiz, “Kim nefsini müdafaa ederken öldürülürse şehittir. ”buyurmutur. 

7-Hastalıklardan korunma ve tedavi olma emredilmiştir. Yüce Allah, “Kendinizi tehlikeye atmayınız. ”buyurmuştur. Peygamber Efendimiz, “Veba olan yere gitmeyiniz, veba bulunan yerden ayrılmayınız. ”yine, “Her hastalığın bir ilacı vardır. İlaçlarla tedavi olunuz. ”buyurmuştur. Bir başka hadis şöyledir: “Şu beş şey gelmeden, beş şeyin kıymetini biliniz: Ölüm gelmeden hayatın, hastalık gelmeden sıhhatin, meşguliyet gelmeden boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden gençliğin, fakirlik gelemden zenginliğin. . ”

8-İnsanlarla alay etmek, hor görmek, gıybet etmek, buğz etmek yasaklanmıştır. Kur’an’da şöyle buyruluyor. “Ey iman edenler, bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. ” (Hucurat:11) . “Ey iman edenler, zandan çokça kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin…” (Hucurat:12) 

Sevgili Peygamberimiz de “Birbirinizin ayıbını araştırmayın, birbirinize buğzetmeyin, Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Bir kimseye günah olarak kardeşini hor görmesi yeterlidir. ” buyurmuştur. 

9- Müslümanın müslümana küfretmesi, iftira atması yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Müslümanın küfretmesi fasıklık, kardeşini öldürmek istemesi küfürdür. ” yani küfre yakın bir günahtır. Bir başka hadisi şerifte de şöyle buyurulmuştur: “Bir kimse kardeşine ‘kafir’ derse, o söz ikisinden birine döner. Eğer o kişi söylediği gibi ise, söz yerini bulmuştur. Fakat o kişi kafir değilse, söz söyleyene döner. ” yani söyleyen küfre girer. 

10- Hür bir insanın köle yapılması yasaklanmıştır. Bir insan için en değerli şey hürriyettir. Hür olmadan tam insan olunamaz. Hz. Ömer, Amr b. As’a, “Ey Amr, analarından hür olarak doğan insanları ne zamandan beri köle yaptınız. ”demiştir. Kur’an-ı Kerim de, insanların köleleştirilmesini caiz gören bir tek ayet yoktur. Ayetler, köleyi hürriyetine kavuşturmayı teşvik etmekte, bunun yollarını açıklamaktadır. Hz. Peygamber, harp esirleri de dahil olmak üzere, hiçbir insanı köle yapmamış, eline geçen kölelerin tamamını hürriyete kavuşturmuştur. Raşid halifeler, sadece misilleme yoluyla harp esirlerinin bir kısmını köle yapmışlardır. 

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:“Kölelerinize yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz, gücünün yetmediği işlerde onlara yardımcı olunuz. Onlara ‘kölem, cariyem’ diye hitap etmeyiniz, ‘evladım, kardeşim’diye hitap ediniz. ”Bu sebeple İslam’da köle almak, köle olmaktır. ”denmiştir. 

İslam, insan haysiyetine ve onuruna önem vermiş ve onu korumuştur. Mesela, sosyal bir zaruret olmadan, insan zorla çalıştırılamaz. Ne sebeple olursa olsun, kimseye hakaret edilmez, işkence yapılmaz. Hz. Peygamber, sanıklara suçlarını itiraf ettirmek için baskı ve işkence yapılmasını yasaklamıştır. Vergi toplamak için halka eziyet edenler uyarılmış, bu gibi hareketler şiddetle kınanmıştır. Bütün akitler gibi, iş akdinde de rıza esastır. Karşı tarafın ihtiyacını kullanarak, onu zorla işe veya akde mecbur etmek caiz görülmemiştir. 

11-Din ve vicdan hürriyeti esas alınmıştır. İslam da herkes din ve vidan hürriyetine sahiptir. Hiç kimse herhangi bir dini kabule zorlanamaz. Her insan istediği bir dini hür iradesiyle seçme ve o dini yaşama hakkına sahiptir. İslam ülkesinde insanlar, kendi fikir ve düşüncelerini, genel ahlaka aykırı olmamak, devleti bölmemek, birlik ve beraberliği bozmamak şartı ile açıklayabilir. Esasen İslam’ın asıl gayesi;din yüzünden baskıları ortadan kaldırmak, insanları kula kul olmaktan kurtarmak, yörüngesinden çıkmış dinlerin zulmünden insanları İslam’ın adaletine kavuşturmaktır. 

12-İslam, insan hayatını korumak amacıyla, zaman zaman bazı farzların terkine, geciktirilmesine veya sağlığa zarar vermeyecek bir şekilde ifasına, bazı haramların işlenmesine izin vermiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse:

a)  Zaruret olduğunda, hayatı korumak amacıyla, kişi avret yerini, yabancı kimselere mesela doktora gösterebilir. Çünkü muayene olmadığı takdirde ölüm tehlikesi veya sağlığının kötüye gitme tehlikesi vardır. İnsan, hayatını tehlikeye atamaz. 

b)  İnsan, hayatı tehlikeye girecek veya hastalığı artacaksa, çok soğuk havalarda, gusül yerine teyemmüm edebilir. 

c)  Hastalığı sebebiyle namazı ayakta kılamayan kimse oturarak kılabilir. 

d)  Ramazan ayında, hasta, hamile ve emzikli kadın, yolcular ve çok yaşlı kimseler, doktor sakıncalı bulur ve sağlıklarının bozulacağını söylerse oruçlarını yiyebilirler. 

e)  Zaruri durumlarda açlıktan ölmemek için haram malın yenmesine izin verilmiştir. Bütün bunlar insan hayatını korumak içindir. 

Sonuç olarak İslam, insanların şerefli ve onurlu bir hayat yaşayabilmesi için gereken her türlü tedbiri almıştır. Esas gaye insanın huzur ve güven içerisinde şerefli bir hayat yaşayabilmesidir. Bunun için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır.