Evin Mânevî Hayatı

Çocuğun terbiyesinden önce baba, sonra anne mes'uldür. Bu yüzden evin, çocuğun mânevî ve ruhî terbiyesinde önemli bir yeri vardır. Bu sebeple daha yapılışı sırasında onun maddî mânevî kirlerden temiz olması istenmekte ve: "Binâlarınıza haram taş koymaktan sakının. Zîra bu harap olmanın esâsıdır, temel sebebidir" denmektedir. Bu meâlde olarak Vehb İbnu Münebbih'in "Tevratta Okudum" kaydıyla yaptığı rivayette de: "Zayıfların gücü ile (zorla) yapılan binanın âkibeti harap olmaktır, haram yolla kazanılan malın âkibeti de fakra düşmektir" denir ki bu çeşit nasihatlere ahlâk kitaplarımızın ilgili bahislerinde rastlanır.

Şüphesiz evi helâl kazançla inşa etmekle veya helâl kazançtan kirasını ödemekle mesele bitmiş olmuyor. Evin iyi bir terbiye yuvası olabilmesi için her çeşit menhiyâttan sakınılması, farz ve vâcibâtın yerine getirilmesi, bir başka deyişle İslâm'ın fiilen yaşanması gerekmektedir. Bu sebeple yasak olan oyun âletleri, saf ipekten mâmul döşek, halı, yastık, perde vs. ile altın ve gümüşten mâmul kap kacak vs.nin evde kullanılması yasaklanmıştır.

Diğer mühim bir husus, evin sadece yatma, yeme, istirahat veya emniyet yeri olarak düşünülmemesi, veya fiilen öyle bir havanın hâkim kılınmamasıdır. Bunu Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin" sözüyle ifade eder.

Evleri kabir olmaktan kurtaracak şey, evlerde yapılacak ibadet ve zikirlerdir. Kur'an okumak, namaz kılmak, tefekkür ve nefsî murâkebede bulunmak gibi. Bu sebeple mânevî tevâtüre ulaşan pek çok târiklerle gelen rivayetlerle

[1]

, kişinin behemahal evinde namaz kılmasını emretmektedir. İşte onlardan bazıları:

"Evlerinizi kabirlere çevirmeyin, Kur'ân okuyun, Kur'ân okunan eve şeytan girmez".

"Kişi evinde Kur'ân okursa ev, ehline karşı genişler ve melekler de orada hazır olur, şeytanlar kaçar, hayır artar. Kur'ân okunmayan eve gelince, o, sâhibine daralır, melekler orayı terkeder, şeytanlar istilâ eder, hayır da azalır."

"Nâfile namazlarınızı evlerinizde kılın, onları kabirlere çevirmeyin",

"Kişinin evindeki namazı nûrdur, öyle ise evlerinizi (namazla) nurlandırın."

"Mescitte namazınızı edâ edince eviniz için de bir nasib ayırın, zira Allah bu namazdan dolayı eve (hususi) bir hayır yapar",

"Farzdan sonra en hayırlı namazınız evlerinizde kıldığınız namazdır".

 

 


[1]

Bkz. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 3/214-215.