Süslenme

İnsan kendisinden ziyade başkaları için süslenir. İslâm insanların yaratılıştan mevcut özellik ve güzelliklerini ortaya çıkaran süsü, boyamayı, takınma ve giyinmeyi -bazı kayıtlarla- mübah kılmıştır. Ancak fıtratı, yaratılıştan verilmiş özellik ve şekilleri değiştirme mânasında süs, makyaj ve organ değiştirmeleri yasaklamış, bunları şeytanî saymıştır; çünkü şeytan şöyle demişti:

"Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler".

[1]

Buna göre dövme yaptırmak ve sağlam dişlerin şeklini değiştirmek haramdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) vücuduna dövme yaptıran ve yapana, (normal) dişleri yontarak şeklini değiştiren ve bunu yaptırana lânet etmiştir.

[2]

Tıbbî ve estetik bakımlardan normal olan dişleri, moda olan şekle uydurmak için söktürüp yaptırmak caiz değildir. Büyük paralar sarfederek burun, çene, göğüsler gibi uzuvların şeklini değiştirmekten ibaret olan estetik ameliyâtın da yukarıda geçen âyet ve hadislerin şümûlüne girdiği anlaşılmaktadır. Ancak insanı aşağılık kompleksine iten, toplum içinde mânen işkence çekmesine sebep olan bir anormallik veya fazlalık olursa bunun izâlesi tedâvi mahiyetindedir, caizdir.

Kaş aldırmak, kaşın kıllarını yolarak iyice inceltmek ve kaşı yukarıya almak suretiyle yapılmaktadır ki caiz değildir. Ancak kadının yüzünde biten kılları aldırması ve kocasının izniyle normal makyaj yapması bir kısım İslâm ulemasınca caiz görülmüştür.

Rasûlullah'ın (sav) menettiği ve lânetlediği şeylerden birisi de saçı dökülen veya dökülmeyen kimselerin başlarına başkalarının saçlarını koymaları veya bunları eklemeleridir. Peruk takmak dediğimiz bu saç takma ve eklemede hem tabiî şekli değiştirmek, hem de karşısındakini yanıltmak, ona genç görünmek vardır ki, İslâm bunları hoş görmemiştir. Ancak kadınlara ipek veya yün iplikleri örgü yapıp eklemek aynı mânada olmadığı için caiz görülmüştür.

Peygamberimizin (s.a.v.) çağında Yahûdi ve Hıristiyan ihtiyarları ağaran saç ve sakallarını boyamazlardı; onlara benzemesinler diye yaşlı sahâbiler boyamaya teşvik edilmişlerdir.

[3]

Boyanın rengi üzerinde durulmuş, siyaha boyamanın cevazı tartışılmıştır. Kına kırmızısı ve kırmızı-siyah karışımı nebâti boyalarla boyamak ittifakla caizdir. Kadınların siyaha boyamaları umumiyetle caiz görülmüştür. Rasûlullah (s.a.v.): "Müşriklere muhâlefet edin (benzemeyin); sakalları bırakın, bıyıkları kırpın" buyurmuştur.

[4]

Bu ve benzeri hadisler ile tatbikata bakan cumhûr sakalı tıraş etmenin haram olduğu neticesine varmışlardır. Kadı İyâd bunun mekrûh olduğunu söylemiştir. Kardavî de mekruh oluşunu tercih eden muâsır bir âlimdir.

[5]

 

[1]

en-Nisâ: 4/119.

[2]

Müslim, K. el-Libâs, 119; Buhârî, K. el-Libâs, 82-87.

[3]

Buhârî, K. el-Enbiyâ, k50; el-?ibâs, 67; Müslim, el-Libâs, 80.

[4]

Buhârî, K. el-Libâs, 63-34.

[5]

el-Helâl ve'l-Haram, s. 81-82.