Yazılar

Hadi Bunu da Yapın bari

Gazeteler manşet atıyorlar: “Danıştay da taraf oldu.”

Ne demişler diye bakıyoruz. özeti şu: “laikliğin, Cumhuriyetin özü ve ulusal yaşamın temeli olduğu gerçeğinden hareketle dinsel kaynaklı düzenleme ve girişimlerin Anayasadaki laiklik ilkesi ve laik eğitim kuralları karşısında demokratik bir hak olduğu iddiasının savunulamayacağını” vurgulamışlar.

Daha da özeti, başörtüsü serbestliği laikliğe ters düşermiş.

Sahi mi?

Acaba?

Korku Değil, Kin ve Kıskançlık

Bir “korku” ve “endişe “ edebiyatıdır gidiyor. “Denize düşen yılana sarılırmış” misali, herkes “korku”ya sarılmış şimdi kurtarıcı olarak

Utanç verici bir şey korkudan medet ummak.

Ama başka ne diyebilirler ki?

Çocuk Haklarından Öncelikli Sorumluluk

Ali Bulaç Bey çocuğun velayetini konu edindiği bir yazısında şöyle diyor:

“İslam'a göre çocuğun velayeti ebeveyne aittir, bu icma ile sabit bir hükümdür. Modern bakış açısından çocuğun velayeti devletin uhdesindedir. Devlet, anne babaya sormadan, onların rızasını almadan çocuğa dilediği eğitimi (müfredat, içerik, ders çeşidi vs.) verme hakkına sahip olmaktadır. Başörtüsü yasağının kalkmasını samimiyetle savunan liberal aydınlar, sıra velayet konusuna geldiğine, anne-babanın seçimi yerine devletin karar ve icraatlarının doğru olduğunu savunmaktadırlar.”

Zulümden Korkmak Gerek

Haksızlıktan, hukuksuzluktan korkmak gerek. Adaletsizlikten, eşitsizlikten korkmak gerek. Zulümden, zalimden yana olmaktan korkmak gerektir.

Zalimleri seven ve alkışlayan toplumlar, cehennemi yaşamaktan kurtulamazlar.

Bir millet bir günde yıkılmaz. Zamanın dişleri fareninkinden beterdir, aşındırır temelleri. Ve bir gün bakarsınız koca yapı çökmüştür.

Zulümden Korkmak Gerek

Haksızlıktan, hukuksuzluktan korkmak gerek. Adaletsizlikten, eşitsizlikten korkmak gerek. Zulümden, zalimden yana olmaktan korkmak gerektir.

Zalimleri seven ve alkışlayan toplumlar, cehennemi yaşamaktan kurtulamazlar.

Bir millet bir günde yıkılmaz. Zamanın dişleri fareninkinden beterdir, aşındırır temelleri. Ve bir gün bakarsınız koca yapı çökmüştür.

Kitaplarda Dinlenmek

İçinde yaşadığımız günlerde sanırım hepimiz de gerildik. Daha bir siyaset yoğun hale geldik. Gaflet ve dalalet cenahından gelen salvolar karşısında sinirlerimiz ayakta. Tebliğ üslubunu ihmal eder mi olduk ne?

Bunu aşmak için bir tavsiyem olacak kendime. Tabi alırsanız size de.

“İmanın Kıymeti Ve Korunması”

Kitap “Toprak”tan çıkmış. Toprak, Beyan Yayınlarının yavrusu. Kibar bir kapak, titiz ve temiz bir baskı, 248 sayfa.

Kitaba “İthaf”la başlanmış. İthaf Bedîüzzaman Saîd Nursî’ye yapılmış. önce bir rüya var. Demek yazarı oldukça etkilemiş. Okuyalım mı?

Toplumsal Muhalefet

Artık Türkiye’deki sistem, bir yol ayırımına gelmiştir. Ya bu ülkede Müslümanların da yaşadığını kabul edecek ve beynelmilel hukuka, ilkelere ve anlaşmalara uyacak, ya da yavaş yavaş zayıflayacak, Allah korusun, parçalanacak ve yok olacaktır.

İslamî Muhalefetin Kaynağı

Bir önceki yazımızı şöyle bitirmiştik: “Soru şu; Müslümanlar, bulundukları ülkede kendi yönetimlerini oluşturamazlarsa ne yapacaklar?”

Müslümanlar, bulundukları ülkede kendi yönetimlerini oluşturamazlarsa, hiç olmazsa temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alan anlaşmalar yapabilirler.

Böyle bir anlaşma varsa, aslında İslam dışı yönetime itaat değil, yapılan anlaşmaya riayet etmek söz konusu olacaktır.

Ölçülere Dikkat

Hüseyin Şakir demiş ki:

Her kimin olsa evinde dû zeni,
Bozulurmuş o kişinin düzeni.

Adamın biri sabahleyin erkenden camiye gidermiş ama, her zaman birisini kendinden evvel gelir bulurmuş. Fazilette ona yetişmek için çok çabaladıysa da olmamış. Umudunu kestiği gün ona demiş ki:
- Bu fazileti neye borçlusun? Adam:
- İki evliliğe, demiş.

Bizim abid efendi bu fazilete heves ettiğinden bir daha evlenmiş. Gerçekten de evdeki kavgadan usandığından, o adamdan daha erken gelmeye başlamış.

Sayfalar