Sosyalizm Ve Komünizm

TDK sözlüğü sosyalizm için “isim, toplum bilimi Fransızca socialisme, toplum bilimi Toplumculuk” der. Kömünizmi de şöyle tanımlar: “1 - İsim. Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum düzeni, komünistlik. 2. Böyle bir düzenin kurulmasını amaçlayan siyasi, ekonomik ve toplumsal öğreti, komünistlik.”

Sosyalizm, bir toplumun tüm ekonomik faaliyetlerinin özel kesimler yerine kamuya ait olması anlamına gelir. Sosyalizmde üretim, dağıtım ve değişim ulusaldır. Üretim malları ve üretim üzerinde merkezi bir otoritenin kontrolü mevcuttur. Sosyalist düşünceye göre bir toplumda yaşayan her birey üretim imkanlarından eşit bir şekilde yararlanmalı ve üretim araçlarının mülkiyeti topluma ait olmalıdır. Bu haliyle sosyalizm, kapitalist düşüncenin karşıtıdır.

Sosyalizmde bireylerin üretici araçları, üretim malları, üretimde ve özel mülkiyette karar alabilmeleri imkansızdır. Sosyalist toplumlarda bu karar, merkezi otorite tarafından verilir. Sosyalist bir düzende bireylerin hangi işte çalışacağına, ne üreteceğine bireyler kendileri değil, merkezi otorite karar verir.

Sosyalizm maddeler halinde kısaca şu ilkelerle özetlenebilir:

Sosyalizm, kapitalist düşüncenin karşısındadır. Üretim malları ve toprakta kesinlikle özel mülkiyet olmaz. Üretim malları ve toprak, kamuya ait olur.

Sosyalist düzenin hakim olduğu bir toplumda bireylerin çıkarları değil, tüm toplumun çıkarları ekonomik kararlarda belirleyici olur.

Sosyalist düşünceye göre toplumda sınıf farklılıkları olmaz ve herkes merkezi otoritenin planlarına uygun çalışarak toplum gelirinden pay alır.

Tarihe baktığımızda sosyalizmin antik çağlardan itibaren düşünürler tarafından üzerinde durulduğunu görebilmemiz mümkün. Daha yakın zamanlara geldiğimizde 19. Yüzyıl’ın sonlarına doğru sosyalizmde fikir ayrılığının ortaya çıktığını görüyoruz. Bu ayrılıkla beraber daha farklı bir kavram ortaya çıkıyor, komünizm.

Çoğu zaman sosyalizm ve komünizm karıştırılır. Bu noktada ikisini ayıran ve aslında ayrışmanın ortaya çıkardığı fikir farklılığını da belirtmek gerekiyor. Sosyalizmde, işçilerin sahip olduğu hakların iyileştirilmesinin, ücretlerin artırılmasının ve işçi haklarının düzenlenmesinin kanuna uygun bir şekilde sendika veya siyasi partiler yoluyla süreçler halinde yapılması savunuluyordu.

Fakat komünizm tüm bunların ihtilal yoluyla yapılması gerektiğini savunuyordu. Bu düşünce ayrılığı sosyalist düşünceden komünizmin doğmasına sebep olmuştur. Sözlükte ihtilal: Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim” demektir. Gördüğünüz gibi sosyalizm; tüm süreçlerin kanunlara uygun yapılması düşüncesini ortaya koyarken, komünizm; kanunlara aykırı bir şekilde izlenmesi gereken bir devrim düşüncesinden bahsediyor.

[1]

Günümüzde sosyalist düzenle yönetilen ülkeler vardır sanki yoktur. Öyle gözükenler de sulandırılmış bir kapitalizme doğru evrilmektedirler.  Küba, Çin, Laos ve Vietnam bu ideolojiye bağlı düzene sahip ülkelerdir denilebilir.

Burak Eroğlu, “Sosyalizmin Kötü Olmasının 10 Nedeni”

[2]

yazısında şöyle der: “Sosyalizm gibi toplumun bir kesiminin inandığı veya değer verdiği bir konu hakkında en olumsuz şeylerden oluşan bir “Top 10” listesi hazırlamak son derece riskli bir iş. Kesinlikle olması gerekenleri sıraladıktan sonra listeye girecek argümanları belirlemek tamamen kişisel bir şey. O yüzden “Sosyalizm Neden Kötüdür” listemi hazırlarken kişiselliği bir yana bırakıyor ve bu konuda sosyalizmi kötü bularak reddedenlerin, sadece sıklıkla ve en çok dile getirdiği temel nedenleri yazıyorum.

Sosyalizm karşıtlarına göre, ailelerimizi, özel mülklerimizi ve Türkiye’yi sosyalizmden korumamız için 10 temel neden:

1. “Sosyalizm özel mülkiyet hakkını ihlal eder”

Sosyalizm, ‘zenginden’ alıp fakire dağıtarak ‘serveti yeniden dağıtmayı’ hedefler. Üretimsel yeteneklerini ve çalışıp tasarruf etme kapasitelerini en iyi şekilde kullanmış insanlar, sistem tarafından vergiler ile cezalandırılırlar. Ekonomik ve sosyal eşitliği sağlamak amacıyla vergilerden yararlanan bu sistemin nihai amacı Komünist Manifesto’ya göre özel mülkiyeti tamamen ortadan kaldırmaktır.

2. “Sosyalizm bireysel özgürlükleri ihlal eder”

Sosyalizm, ‘adaletsizliği’ önlemek adına hakları ve sorumlulukları bireylerden ve ailelerden alıp devlete verir. Bunun sonucunda sosyalizm aslında bir adaletsizlik yaratmış olur. Sosyalizm gerçek özgürlüğü, yani kendi kabiliyetlerimizle ilgili kendi istediğimizi yapma, aklımızın ve ahlaki ilkelerimizin, adalet ve yardımseverlik de dahil, gösterdiği şekilde kendi yolumuzu çizme hakkımızı elimizden alır.

3. “Sosyalizm geleneksel evliliğe karşıdır”

Sosyalizm, erkek ve kadın arasında bozulmaz bir bağ olarak varolagelmiş evliliği cinselliğin ön şartı olarak görecek herhangi bir ahlaki neden aramaz. Bunun da ötesinde, Karl Marx ile beraber modern sosyalizmin fikir babası olan Friedrich Engels’e göre geleneksel evliliğin temeli olan özel mülkiyeti yok etmeyi amaçlar.

4. “Sosyalizm insan doğasını ihlal eder”

Sosyalizm doğal bir görüş değildir. Zekamızın ve özgür irademizin bir meyvesi olan kişisel inisiyatifimizi yok eder ve bunun yerine devlet kontrolünü getirir. Bu ne zaman olsa mevcut rejim, tüm devlet ve polis baskısıyla totaliter bir rejime evrilir.

5. “Sosyalizm radikal eşitliği savunur”

Sosyalizmin en temel varsayımlarından biri de insanların mutlak eşitliğidir. Bu yüzden sosyalizm aslında kendi içinde adaletsiz bir sistemdir. Özel girişimciler, tüm varlıkları aslında işçilerine ait olan ‘sömürücüler’ olarak damgalanır. Sonuç olarak sosyalizmde maaş sistemi yoktur.

6. “Sosyalizm, ahlaki göreceliği savunur”

Sosyalizme göre herkes için, her zaman ve her yerde geçerli olabilecek bir mutlak doğrular veya ahlaki değerler yoktur. Her şey, ki buna doğru ve yanlış; iyi ve kötü de dahildir, evrilmektedir. Ne insanların kendi özel bölgeleri olan akıllarında, ne de halkın hayatında Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan ve Yahudi-Hristiyan literatüründe de büyük öneme sahip olan On Emir‘e yer yoktur.

7. “Sosyalizm eğitimde ebeveynlerin doğal haklarını yok sayar”

Sosyalizmde çocukların eğitimi tamamen devletin elindedir. Neredeyse doğumdan itibaren tüm çocuklar devlet kurumlarına gönderilerek ebeveynlerin istekleri hiçe sayılarak devlet ne istiyorsa onu öğrenirler. Evrim, zorunlu bir derstir. Okullarda ibadet etmek ise yasaktır.

8. “Sosyalizm, dinleri aşağılar”

Din, Karl Marx’a göre kitlelerin afyonudur. Sovyetler Birliğinin kurucusu Lenin de bunu kabul eder; ‘Din, kitlelerin, kapitalin kölelerini insanlıklarını, insanca yaşama taleplerini körelten bir uyuşturucudur.’ der.

9. “Sosyalizm ve Komünizm aynı ideolojilerdir”

Komünizm, sosyalizmin daha uçlardaki bir versiyonudur. İdeolojik açıdan baktığımız zaman sosyalizm ve komünizm arasında hiçbir fark görülmemektedir. Aslında bakılırsa komünizm ile yönetilen Sovyetler Birliği kendisine Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (1922-1991) diyordu ve hala komünist olan Çin, Küba ve Vietnam da kendine sosyalist demektedir.

10. “Sosyalizm ateizm propagandası yapar”

İnsanların aksine sonsuz, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen yaratıcıya olan inanç, sosyalizmin mutlak eşitlik prensibi ile çelişmektedir. Bu yüzden sosyalizm spiritüaliteyi reddeder ve yalnızca maddenin varlığına inanır. Sosyalizme göre, ruh ve öteki dünya da birer ilüzyondan ibarettir.”

İnsan tabiatına uzak bu saçma sapan sistemi İslam açısından değerlendirmeye gerek duymuyoruz. Dolayısıyla hakkında sözü uzatmak da istemiyoruz.


[1]

Bkz. Eray Bozan,  https://ekonomist.co/ekonomist/ekonomi/sosyalizm-nedir-7059/

[2]

https://ekonomist.co/ekonomist/ekonomi/sosyalizm-neden-kotudur-11321/